-->
Marvel Cosmic Invasion, kozmik Marvel kahramanlarını bir araya getirerek hızlı, akıcı ve görsel açıdan büyüleyici bir aksiyon sunan; takım sinerjisi ve dövüş çeşitliliğiyle öne çıkan bir beat’em up deneyimi.
Marvel oyunları söz konusu olduğunda beklenti her zaman yüksektir. Devasa karakter galerisi, onlarca yıllık çizgi roman mirası ve sinematik evrenin getirdiği popülarite, yeni çıkacak her Marvel oyununa otomatik olarak büyük bir sorumluluk yükler. Marvel Cosmic Invasion ise bu sorumluluğu yalnızca taşımakla kalmıyor; kendi kimliğini baştan sona hissettiren, kozmik ölçekte bir anlatım sunan, karakter odaklı bir aksiyon-RPG olarak Marvel evrenine bambaşka bir enerji kazandırıyor.
Oyun, adından da anlaşılacağı gibi Marvel’ın kozmik tarafını merkeze alıyor. Uzun süredir Marvel oyunlarında ağırlıklı olarak Dünya merkezli hikâyeler görüyorduk: New York sokaklarında örümcek ağları, Wakanda’da vibranium politikaları, Avengers tehdide koşuyor… Cosmic Invasion bu döngüyü kırarak bizi doğrudan Kree–Skrull sınırına, Xandar’a, Hala’ya, Titan’ın kalıntılarına ve daha nice galaktik lokasyona fırlatıyor. Fakat oyunun asıl başarısı, bu devasa mekânların her birini sadece bir arka plan olarak bırakmayıp, oynanış ve hikâye ritmini etkileyen özgün yapılar hâline getirmesi.
Marvel Cosmic Invasion’ın merkezinde, uzun süredir devam eden gizli bir güç çatışması yatıyor. Oyun, evrenin derinliklerinde ortaya çıkan ve yalnızca “Nullwave” olarak adlandırılan kozmik bir titreşimle açılıyor. Bu titreşim; Nova Corps’un iletişim ağlarını bozuyor, Kree gemilerini kendi üzerine çeviriyor, hatta bazı Celestial yapılarının bile kontrol sistemlerinde bozulmalara sebep oluyor.

Biz ise oyunun büyük kısmında tek bir kahraman değil, Marvel’ın kozmik tarafındaki pek çok karakterin gözünden bu istilanın ardındaki gizemi keşfediyoruz. Star-Lord, Captain Marvel, Nova (Richard Rider), Adam Warlock, Gamora, Phyla-Vell ve hatta Silver Surfer gibi isimler, oynanabilir karakter olarak sırayla hikâyenin farklı parçalarını bize yaşatıyor.
Hikâye anlatımı çizgi roman formatına sık sık göz kırpıyor. Bölümler, karakter geçişleri ve paralel zaman akışları “Event” tipi büyük Marvel çapraz hikâyelerini andırıyor. En büyük artısı ise, bu geçişlerin yalnızca sinematiklerde değil oynanışta da etkili olması. Nova’yla çözemediğiniz bir gizem, Captain Marvel’ın bölümünde açıklığa kavuşuyor; Star-Lord ile karşılaştığınız bir düşman, Silver Surfer’ın kronolojisinde çoktan işlenmiş oluyor. Bu paralel yapı oyunun temposunu dinamik ve sürükleyici kılıyor.
Marvel Cosmic Invasion kendisini aksiyon-RPG olarak konumlandırıyor ve bu türde beklediğim hemen her sistemi oldukça iyi uygulamayı başarmış. Her kahramanın kendi yetenek seti, yetenek ağacı ve savaş ritmi var. Birbirlerine hiçbir şekilde benzemediklerini söylemek abartı olmaz.
Her karakterin kendine özel bir “Kozmik Momentum” sistemi bulunuyor. Bu momentum doldukça karakterler daha güçlü varyant yetenekler kullanabiliyor veya savaş alanını domine edecek şekilde çevre etkileşimleri açılabiliyor. Özellikle kalabalık savaş bölümlerinde bu mekanik oldukça tatmin edici bir akış yaratıyor.
Düşman çeşitliliği de hayli geniş. Nullwave’in kontrolüne giren Kree birliklerinden kara madde oluşturmuş colossus’lara, Hive-mutant Skrull birimlerinden kozmik düzeyde tehdit oluşturan Void yırtıklarına kadar pek çok farklı düşman tipi var. Bu düşmanlar sadece görünüş olarak değil, davranış modelleri olarak da farklı bir yaklaşım gerektiriyor. Yüksek zırhlı Kree Sentinelleri, Silver Surfer ile menzil avantajıyla çözülebilirken, çabuk çoğalan Skrull kopyaları Gamora’nın hızlı kombolarıyla eritilebiliyor.

Marvel Cosmic Invasion’ın en güçlü yanı belki de bu: evren tasarımı. Yıllardır çizgi romanlarda okuduğumuz birçok kozmik bölge ilk kez bu kadar detaylı işlenmiş şekilde karşımıza çıkıyor.
Her bölge yalnızca güzel görünmekle kalmıyor; kendi aktiviteleri, gizli görevleri, NPC ilişkileri ve çevresel hikâye anlatımıyla “yaşayan birer kozmos parçası” gibi işliyor. Özellikle Xandar ve Knowhere’deki yan görevler, oyunun evrenini derinleştiren ufak ama anlamlı hikâyeler sunuyor.
Marvel oyunlarının en çok eleştirilen yönlerinden biri genelde “zorlayıcı olmayan” boss savaşlarıdır. Cosmic Invasion bu konuda büyük bir adım atıyor. Oyundaki boss savaşları hem mekanik hem sinematik açıdan güçlü tasarlanmış.
Örneğin:
Boss savaşlarının çoğu, karakterin özel yeteneklerini kullanmayı gerektiriyor. Dolayısıyla herkes için “tek tip taktik” yok; bu da oyunun tekrar oynanabilirliğini ciddi ölçüde artırıyor.
Marvel Cosmic Invasion teknik anlamda şaşırtıcı derecede stabil. Büyük savaş alanlarında bile kare hızının düşmediğini, özellikle yıldız sistemi geçişlerinin oldukça akıcı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Konsol sürümleri arasında küçük farklar var; ancak genel anlamda optimizasyon başarılı.
Ses tasarımı ise oyunun parlayan bir başka yönü. Silver Surfer’ın kozmik enerji hışırtısı, Captain Marvel’ın ışık hızına geçiş sesi, Nova’nın atılımlarındaki momentum patlamaları… Her detay titizlikle işlenmiş.
Müzikler ise tam anlamıyla epik. Kimi zaman Guardians tarzında eğlenceli synth tonlar, kimi zaman kozmik korolar ve ağır orkestra tınıları oyunun atmosferiyle mükemmel uyum sağlıyor.

Marvel Cosmic Invasion, Marvel evreninin uzun süredir hak ettiği bölgesel çeşitliliği ve kozmik genişliği oyuncuya sunuyor. Hem oynanış çeşitliliği, hem anlatım şekli, hem de evren tasarımıyla gerçekten büyük bir iş ortaya koymuş durumda. Kusurları yok mu? Elbette var. Bazen karakter geçişleri fazlaca ani olabiliyor ve bazı yan görevlerde tekrar hissi ortaya çıkıyor. Ancak genel tabloya baktığımızda Marvel Cosmic Invasion, Marvel oyunlarının geleceği için umut veren çok güçlü bir örnek oluşturuyor.
Eğer Marvel’ın sinematik evreninden daha derin, çizgi roman kökenli, karakter odaklı ve geniş bir kozmik hikâye arıyorsanız, bu oyun tam da onu sunuyor.