-->
Escape Simulator 2, zekice tasarlanmış bulmacaları, etkileyici atmosferi ve co-op desteğiyle aklı zorlayan, keyifli ve sürükleyici bir kaçış deneyimi sunuyor.
Bir kapının ardına hapsolduğunuzu, tek çıkış yolunun da karşınızdaki karmaşık bulmacaları çözmek olduğunu düşünün. İşte Escape Simulator 2, bu hissi olabilecek en sade ama en zekice şekilde sunan bir deneyim. İlk oyunun izinden gidip “daha fazlasını” vaat eden bu devam yapımı, hem görsel hem de oynanış açısından önemli yeniliklerle geliyor. Benim içinse en güzel yanı, saatlerce masanın başında kalıp hâlâ “bir oda daha çözeyim” dedirten o tatlı bağımlılık hissi.
Escape Simulator 2, adından da anlaşılacağı üzere tamamen “kaçış odası” temalı bir oyun. Ancak bu sadece bulmaca çözmek değil, aynı zamanda o odanın parçası olma hissi. İlk saniyede odaya adım attığınızda çevrenize bakıyor, her objenin bir anlamı olabileceğini düşünüyorsunuz. Masadaki kitap, duvardaki tablo, köşedeki kilitli sandık… Hepsi potansiyel bir ipucu. Bu atmosferin en güzel tarafıysa sizi asla aceleye zorlamaması — ancak yine de zamanın aktığını hissettirmesi.
Oyunun hikâye tarafı minimal. Yani klasik bir anlatım beklemeyin. Ancak buna rağmen gizemli bir atmosfer sizi sürekli merakta tutuyor. Her odanın kendi mikro hikâyesi var. Birinde antik bir tapınaktan kaçıyorsunuz, diğerinde bilimsel bir laboratuvarda yanlış giden bir deneyi çözüyorsunuz. O küçük detaylar, çevresel anlatımıyla birleşince şaşırtıcı derecede sürükleyici bir yapı ortaya çıkıyor.

Escape Simulator 2’nin kalbi elbette bulmacalarda atıyor. Ve burada oyun gerçekten parlıyor. Bulmacalar çeşitlilik açısından inanılmaz dengeli. Bazıları tamamen mantık yürütmeye, bazıları dikkatli gözlem yapmaya, bazılarıysa çevredeki nesneleri doğru şekilde etkilemeye dayanıyor. Örneğin bir odada rakamların dizilişini anlamaya çalışırken başka bir odada sembolleri eşleştiriyor veya gizli bir tuşa basmak için eşyaları sırayla yerleştiriyorsunuz.
İlk oyunda bazen “bu çok kolaydı” dediğim anlar oluyordu. Bu kez o denge çok daha iyi kurulmuş. Kolay başlayan bulmacalar kısa süre içinde beyninizi zorlayacak kadar karmaşıklaşıyor. Oynarken sık sık “aha!” anları yaşadım — bu da bulmaca türünde nadir bulunan bir tatmin hissi.
Oyun ayrıca co-op desteğini de koruyor. Yani isterseniz bir arkadaşınızla birlikte aynı odada bulmacaları çözebiliyorsunuz. Bu, oyuna bambaşka bir eğlence katıyor. Çünkü bazı ipuçları tek kişinin göremeyeceği kadar karmaşık yerlerde oluyor. “Şunu çevir!” “Şu kitapta sembol var mı?” gibi cümleler derken, gerçekten bir ekip gibi çalışmaya başlıyorsunuz.
Escape Simulator 2’nin ilk fark edilen yanı, görsel anlamda ciddi bir sıçrama yapmış olması. Ortamlar daha ayrıntılı, ışıklandırma sistemi çok daha doğal. Toz zerreciklerinin güneş ışığında dans edişi, yanan mumların duvarlarda oluşturduğu gölgeler… Bunlar oyunun atmosferini inanılmaz güçlendiriyor. Bazı odalar o kadar detaylı ki sadece çevreyi izlemek bile keyif veriyor.
Renk paleti de bölümlere göre değişiyor. Eski tapınaklarda sıcak tonlar, uzay istasyonlarında soğuk mavi ışıklar kullanılmış. Bu çeşitlilik, uzun süre oynamanıza rağmen monotonluk hissini ortadan kaldırıyor.
Ses tarafında da benzer bir özen var. Arka planda hafif gerilim müzikleri, zaman zaman tıkırtılar, rüzgar uğultusu ya da metal sürtünme sesleri… Hepsi atmosferi destekliyor. Özellikle kulaklıkla oynarken, odanın içinde gerçekten yalnızmışsınız gibi hissediyorsunuz.

Oyun genel olarak teknik açıdan stabil bir deneyim sunuyor. Kontroller akıcı, objelerle etkileşim sezgisel. Fareyle bir nesneyi alıp inceleyebiliyor, çevirebiliyor ve detaylarını görebiliyorsunuz. Bu fiziksel hissiyat, sanki gerçekten bir masanın başındaymışsınız gibi bir yakınlık yaratıyor.
Ancak tamamen kusursuz diyemem. Bazı nesnelerle etkileşime girerken küçük takılmalar yaşanabiliyor. Özellikle karmaşık odalarda fizik motoru zaman zaman saçmalayabiliyor. Bunun dışında birkaç küçük optimizasyon eksikliği dışında ciddi bir sorunla karşılaşmadım.
Oyunun menü tasarımı ve kullanıcı arayüzü sade ama işlevsel. Bölümler arası geçiş hızlı, yükleme ekranları kısa. Co-op oynarken de bağlantı istikrarlıydı; senkronizasyon sorununa denk gelmedim. Tüm bu yönleriyle Escape Simulator 2, teknik olarak oldukça rafine bir devam oyunu.
Escape Simulator 2, ilk oyuna göre daha fazla bölüm ve ortam içeriyor. Her biri farklı tema ve zorluk seviyesine sahip. Ortalama bir oyuncu için bir odadan kaçmak 20 ila 40 dakika sürebiliyor. Bu da toplamda 10-15 saatlik bir temel deneyim anlamına geliyor.
Ancak asıl büyüleyici olan kısım, topluluk desteği. Oyunun editör modu, oyuncuların kendi kaçış odalarını tasarlayıp paylaşmasına olanak tanıyor. İlk oyunda bu sistem zaten oldukça popülerdi, ikinci oyunda ise çok daha gelişmiş bir hale getirilmiş. Bu sayede oyunun ömrü neredeyse sınırsız hale geliyor. Topluluk tarafından yapılmış yaratıcı bölümler, bazen geliştiricilerin kendi tasarımlarından bile daha iyi olabiliyor.
Buna rağmen, tek başına oynayan bir oyuncu için tekrar oynanabilirlik biraz sınırlı olabilir. Çünkü bulmacalar bir kez çözüldüğünde o “keşif hissi” doğal olarak azalıyor. Ancak yeni içerikler ve arkadaşlarla tekrar denemeler bu etkiyi büyük ölçüde dengeliyor.

Bir diğer eleştirim, oyunun zaman zaman fazlaca “deneme-yanılma” hissine kayması. Bazı bulmacalar zekice değil de, şansa dayalıymış gibi gelebiliyor. Neyse ki bu durum genel deneyimi çok fazla baltalamıyor.
Son olarak, hikâye eksikliği benim için olumsuz değil ama bazı oyuncular “neden kaçıyoruz?” sorusuna net bir cevap arayabilir. Escape Simulator 2 bu soruya cevap vermek yerine sizi doğrudan “odanın içine” bırakıyor — yani anlatı değil, deneyim merkezde.
Escape Simulator 2, türünün en iyi örneklerinden biri olmaya aday. Oyun, zekice tasarlanmış bulmacaları, büyüleyici atmosferi ve akıcı oynanışıyla sizi içine çekiyor. Özellikle co-op modunda oynandığında, birlikte düşünmenin ve çözmenin verdiği tat gerçekten eşsiz.
Her yeni odaya girdiğimde “bu kez nasıl bir ters köşe var acaba?” diye düşündüm. Ve çoğu zaman cevap, beni gülümsetecek kadar yaratıcıydı.
Eğer dikkatli gözlem yapmayı, detayların arasında ipuçları bulmayı ve beyin jimnastiği yapmayı seviyorsanız, Escape Simulator 2 kesinlikle kaçırmamanız gereken bir yapım. Ufak teknik kusurlarına rağmen sunduğu tatmin hissi, bu türde uzun süredir görmediğim kadar güçlü.