-->
Chicken Run: Eggstraction, Nintendo Switch 2’de gizlilik, aksiyon ve komediyi birleştiren eğlenceli bir kaçış macerası sunuyor; hızlı, akıcı ve keyifli bir deneyim.
“Tavuklar yine kaçıyor… ama bu kez işler çok daha tehlikeli, çok daha komik ve çok daha hareketli.”
Stop-motion animasyonun unutulmaz klasiği Chicken Run, yıllar sonra oyun formunda geri dönerken beklentiler oldukça yüksekti. Üstelik bu dönüş, Nintendo’nun yeni nesil taşınabilir gücü Nintendo Switch 2 üzerinde gerçekleşince, hem performans hem de oynanış açısından merak uyandırdı. Chicken Run: Eggstraction, temelde bir gizlilik–aksiyon melezi olsa da, buna hafif bulmaca dokunuşlarını ve serinin kendine has mizahını da ekleyince ortaya oldukça tatlı, tempolu ve atmosferik bir deneyim çıkıyor.
Bu incelemede oyunun hikâyesinden oynanışına, görsel tasarımından Switch 2 performansına kadar geniş bir çerçevede ele alarak hem serinin hayranlarına hem de oyunu merak edenlere detaylı bir bakış sunacağım.
Oyun, ilk filmin ruhuna tamamen sadık bir başlangıç yapıyor: Tavuklar yeniden özgürlük arayışında ve bu özgürlük sadece bir kapıyı açmakla sağlanmıyor — tüm çiftliği sistematik şekilde sabote etmeniz, devriye düzenlerini altüst etmeniz ve her adımı ince ince planlamanız gerekiyor.

Bu kez kontrol ettiğimiz karakter sadece Ginger değil. Oyun, hikâye boyunca birden fazla tavuk karakteri arasında geçiş yapmanıza izin veriyor. Her bir karakterin kendine özgü yetenekleri bulunması, hikâye akışının ritmini dinamik tutuyor:
Hikâye boyunca karakterler arası geçişin hem oynanış hem de senaryo açısından mantıklı entegre edildiğini görmek güzel. Oyun komedi tonunu kaybetmiyor; her görev öncesi küçük ara sahneler, tavukların kaotik planları ve beklenmedik aksiliklerle dolu.
Oynarken zaman zaman animasyon filmini izliyormuş hissine kapıldım. Çünkü oyun sadece konuyu değil, Chicken Run’ın eğlenceli, şapşal ve bir o kadar da dramatik tınısını kesinlikle yakalıyor.
Oyun, temelde üstten bakış açılı bir gizlilik–kaçış oyunu. Görevler genellikle şu tür hedeflere dayanıyor:

Görev tasarımları ilk bakışta basit görünse de, ilerleyen bölümlerde zorluk epey artıyor. Çünkü devriyeler daha zeki davranmaya başlıyor, ışık kaynakları, arama fenerleri, köpekler ve güvenlik sistemleri işin içine giriyor.
Tek bir karakterle tüm görevleri yapmak mümkün değil. Bu yüzden bazı bölümlerde karakter değiştirmeniz şart oluyor. Özellikle Molly’nin dar alanlardan geçebilmesi ve Bunty’nin ağır objeleri kaldırabilmesi, bölümlerin çözüm mantığını çeşitlendirmiş.
Bir bulmacayı çözmek için önce Bunty ile bir kapıyı açıp, sonra Rocky ile hızla karşıya koşmanız, ardından Ginger ile sabote etmeniz gibi üç aşamalı mini senaryolar oyunun temposunu gerçekten iyi ayarlıyor.
Düşmanlar belli bir “tavuk” zekâsına sahip diyebilirim. Çok akıllı değiller ama sizi gördüklerinde anında alarma geçiyor ve bütün çiftlik ayaklanıyor. Özellikle köpeklerin koklayarak oyuncuyu takip edebilmesi dikkat gerektiriyor.
Switch 2’nin artırılmış işlem gücü sayesinde yapay zekâ davranışlarında mikro gecikme veya ani yön değişme hatalarına denk gelmedim. Bu, oyunun gizlilik mekaniklerinin akışını daha pürüzsüz kılıyor.
Bazı bölümlerde tamamen gizlilikten çıkıp hızlı refleks gerektiren kaçış bölümlerine geçiyorsunuz. Tavukların korku dolu çığlıkları eşliğinde dev bir çiftlik aracı sizi kovalarken ahırların arasında zigzag çizmek, saman balyalarının altında yuvarlanmak ve dakikalarca süren kovalamacalar oyunun en keyifli bölümlerinden.

Bu sahneler bana animasyon filminin yoğun tempolu kaçış sekanslarını hatırlattı. Hem nostaljik hem de adrenalini yüksek.
Chicken Run’ın kendine has stop-motion görsel kimliği oyunda tamamen korunmuş. Elbette birebir “stop-motion frame drop” efekti uygulanmıyor ama karakter animasyonlarında hafif takılma, abartılı jestler ve küt hareketler özellikle tercih edilmiş.
Yeni nesil Switch sayesinde:
Oyunun özellikle gece sahnelerinde kullandığı sıcak ışıklandırma ve sis efektleri beklenmedik derecede kaliteli. Mobil bir cihazda bu kaliteyi görmek sevindirici.
Tavukların korkmuş koşu animasyonlarından, devriyelerin abartılı bakış hareketlerine kadar her şey Chicken Run atmosferine uygun. Birkaç animasyon tekrarına denk geldim ama genel olarak akış temiz.
Çoğu lisanslı karakter sesi bulunmasa da seslendirme kalitesi oldukça yüksek. Tavukların panik bağırışları, devriyelerin homurdanmaları ve çiftlik ortamının atmosferik sesleri oyunu canlı tutuyor.
Müzikler ise tam “kaotik kaçış” tonunda:
Hafif komik, hafif gergin ve sürekli tempo tutan perküsyon ağırlıklı parçalar ile görevler arasında atmosfer hiçbir zaman düşmüyor.
Eggstraction gibi kısa görevli, çok sayıda tekrar gerektiren, bulmaca–gizlilik karışımı oyunlar taşınabilir platformlara inanılmaz yakışır. Burada Switch 2’nin hızlı açılıp kapanma özelliği sayesinde birkaç dakikalık boşlukta bile rahatlıkla bir göreve girip çıkmak mümkün.
Ayrıca dokunmatik ekran desteği sayesinde harita üzerinde hızlı işaretleme, hedef belirleme gibi küçük ama kullanışlı mekanikler eklenmiş. Zorunlu değil ama kesinlikle yardımcı oluyor.
Oyun, ilk iki saat boyunca oldukça kolay. Fakat 4. bölümden sonra devriyeler daha agresifleşiyor, köpekler devreye giriyor ve bulmacalar çok aşamalı hale geliyor.

Tamamlamak isteyen biri için ortalama:
Süre olarak tatmin edici. Hele ki mizahı ve sevimliliği yüksek böyle bir oyunda bu süre kendini tekrara düşmeden iyi korunmuş.
Her şey kusursuz değil elbette. Deneyim boyunca dikkat çeken bazı eksi yönler şöyle:
Görev hedefleri çeşitlense de “devriyeden saklan – eşyayı al – çıkışa git” döngüsü sıklaşabiliyor.
Düşmanlar bazen köşeyi dönmek üzereyken sizi görmezden gelebiliyor. Bu tür hatalar nadir ama var.
Özellikle Bunty’nin ağır adımları tekrarlı ve biraz mekanik duruyor.
Bunlar oyunu bozan unsurlar değil ama genel deneyimi daha yukarı çekebilecek alanlar.
Chicken Run: Eggstraction, beklediğimden çok daha derli toplu, eğlenceli ve stil sahibi bir gizlilik–aksiyon oyunu. Özellikle Nintendo Switch 2’nin taşınabilirliği ve güç artışı sayesinde oyun hem teknik açıdan hem de akıcılık bakımından çok keyifli bir deneyim sunuyor.
Gizlilik oyunları sevenler, Chicken Run evrenine aşina olanlar ya da sadece sıcak ve mizahi bir kaçış macerası isteyen herkes için gönül rahatlığıyla “denenmesi gereken oyun” diyebilirim.