-->
Castle of Heart: Retold, geliştirilmiş görselleri, derinleşen hikayesi ve daha dengeli oynanışla geliyor.
Bazı oyunlar vardır; hatalarını da güzelliklerini de unutturmaz. Yıllar geçse de ismi akılda kalır, oynarken yaşattığı gerilim hissi zihninizde yankılanır. Castle of Heart, bu oyunlardan biriydi. 2018’de çıkan orijinal sürüm, harika fikirlerine rağmen teknik sorunlarıyla karışık tepkiler almıştı.
2025’te gelen Castle of Heart: Retold, bu efsanenin yeniden şekillendirilmiş hali. Daha akıcı kontroller, yenilenmiş grafikler, düzenlenmiş zorluk eğrisi ve derinleştirilmiş hikâye anlatımıyla karşımızda.
Peki “Retold”, bu taşlaşmış hikâyeye yeni bir ruh kazandırabiliyor mu? Oyunu baştan sona oynadım ve açık söyleyeyim: Bu kez o kalp gerçekten atıyor.
Castle of Heart: Retold, klasik bir temayı yeniden yorumluyor: sevgi, lanet ve kurtuluş.
Bir zamanlar insan olan bir şövalyeyi yönetiyoruz. Karanlık bir büyücü, sevdiği kadını elinden alır ve onu taş bir bedene hapseder. Kahramanımızın kalbi hâlâ atsa da bedeni artık canlı değildir; her adımda biraz daha çözülür, biraz daha dağılır.
Bu basit ama etkileyici hikâye, Retold versiyonunda daha derinleştirilmiş. Yeni ara sahneler ve iç monologlar sayesinde karakterin çaresizliği daha hissedilir hale gelmiş. Özellikle ara sahnelerde kullanılan şiirsel dil, oyunun gotik atmosferini güçlendiriyor.
Artık sadece bir prensesi kurtarmaya çalışmıyoruz; kendi insanlığımızı da kurtarma mücadelesi veriyoruz. Bu anlatı biçimi, oyunun dramatik yönünü çok daha güçlü kılmış. Taş kalpli bir kahramanın yavaş yavaş çözülüşünü izlerken, onun fiziksel çürümesiyle ruhsal tükenişi arasında acı verici bir paralellik kurulmuş.
Retold sürümü, orijinalin temel yapısını koruyor: aksiyon-platform türü bir yapım.
Ancak bu kez kontroller daha duyarlı, düşman davranışları daha mantıklı ve seviye tasarımları çok daha dikkatli hazırlanmış.
Ana mekanik yine aynı: karakterin sağlık barı zamanla azalmaya devam ediyor. Bu, sürekli bir baskı hissi yaratıyor. Bir an bile durmak lüksüne sahip değilsiniz. Her saniye biraz daha zayıflıyor, biraz daha kırılmaya yaklaşıyorsunuz. Bu özellik hâlâ oyunun ruhu.
Retold versiyonu, silah sistemine yeni katmanlar eklemiş. Artık farklı silahlar farklı oyun tarzları sunuyor:
Yeni sürümde silahların dayanıklılığı daha adil ayarlanmış. Ayrıca çevreyle etkileşim arttırılmış: bazı duvarlar yıkılabiliyor, zincirleri kırarak köprü indirebiliyorsunuz. Bu tür küçük ama etkili detaylar, oynanışın monotonluğunu ciddi şekilde azaltmış.
Castle of Heart: Retold’un bölümleri hem görsel hem de mekanik olarak daha akıcı.
Artık her bölge, bir tematik fikir etrafında şekilleniyor:
Yeni gizli geçitler, topladıkça karakterin yeteneklerini geliştiren ruhsal taşlar içeriyor. Bu sistem, oyuncuyu keşfetmeye teşvik ediyor. Eskiden düz ilerleyişin hâkim olduğu oyun, artık çok daha organik bir yapıya sahip.
Orijinal oyunda sıkça eleştirilen “cezalandırıcı” zorluk, Retold’da daha dengeli. Checkpoint’ler daha mantıklı yerleştirilmiş, düşman saldırı desenleri daha okunabilir.
Yine de oyun kolay değil. Bazı boss savaşları, hâlâ oyuncudan hızlı refleks ve sabır istiyor.
Ama bu kez, her ölüm “öğrenilmiş bir hata” gibi hissettiriyor; adaletsiz değil, eğitici.
Castle of Heart: Retold, görsel olarak tam anlamıyla yeniden inşa edilmiş. Unreal Engine 5 tabanlı bu sürüm, taş duvarların dokusundan gökyüzündeki pus efektlerine kadar detaylarda büyülüyor.
Özellikle ışıklandırma, oyunun gotik havasını kusursuz yansıtıyor.
Kırık vitraylardan sızan turuncu ışık, zırhın üzerinde parlıyor; uzak kuleler hafifçe titreyen bir sis perdesiyle gizleniyor.
Bazen sadece manzaraya bakmak bile bir sanat galerisindeymiş hissi veriyor.
Karakter animasyonları da önemli ölçüde yenilenmiş. Artık saldırı, zıplama ve savunma hareketleri daha akıcı. The Knight’ın taş parçalarının dökülmesi bile fiziksel olarak simüle edilmiş — savaş uzadıkça karakterin vücudu gerçekten eriyor. Bu ayrıntı, oyuna dramatik bir “ölümlülük” hissi kazandırmış.
Düşman tasarımları da daha karanlık, daha grotesk.
Bazıları neredeyse kabuslardan çıkmış gibi: kemik ve çelik karışımı bedenler, bozuk zırhlar, gözsüz yaratıklar…
Bu tasarımlar, oyunun “çürüme” temasını mükemmel biçimde tamamlıyor.
Castle of Heart: Retold’un müzikleri, atmosfer kadar etkileyici.
Besteci Marcin Cichocki’nin yeni düzenlemeleri, eski temaları orkestral bir derinlikle harmanlamış.
Bazı bölümlerde yaylılar öne çıkıyor, bazı sahnelerde ise yalnızca rüzgâr sesi eşlik ediyor.
Özellikle boss savaşlarında müzikle adrenalin tırmanıyor. Her vuruş, her hamle, müziğin ritmiyle bütünleşiyor.
Bazı anlarda müzik tamamen kesiliyor ve sadece taş sürtünme sesi kalıyor. Bu sessizlik, korkudan daha ürkütücü bir etki yaratıyor.
Ses efektleri genel olarak başarılı. Zırh tıkırtısı, düşman inlemeleri, uzaktan gelen çan sesleri atmosferi zenginleştiriyor.
Kulaklıkla oynarken fark edeceğiniz detaylar var; yankı efektleri, seslerin mekânsal yönü gibi. Bu detaylar, oyunu sinematik bir deneyime dönüştürüyor.
Performans anlamında oyun gayet iyi optimize edilmiş.
60 FPS sabit akış sağlanıyor, yükleme ekranları kısaltılmış, checkpoint geçişleri anında.
Hata oranı oldukça düşük.
Tek eleştirim: Bazı bölümlerde yoğun sis efektleri FPS’yi kısa süreliğine 50 civarına düşürebiliyor.
Ama genel olarak akıcı, sorunsuz ve keyifli bir deneyim sunuyor.
Kontroller hem gamepad hem klavye için optimize edilmiş.
Özellikle “input lag” sorunu tamamen çözülmüş; karakterin ağırlığı hâlâ hissediliyor ama bu kez kontrol sizde.
Castle of Heart: Retold sadece bir aksiyon oyunu değil, aynı zamanda sembolik bir anlatı.
Karakterin sürekli erimesi, insanın zaman karşısındaki yıpranışını temsil ediyor.
Ne kadar çabalarsan çabala, zaman seni kemiriyor.
Ama bu oyun, o mücadeleyi kutsuyor: “Yavaşça taş kesilmek bile, hiç savaşmamaktan iyidir.”
Oynarken sık sık kendinizi sorguluyorsunuz:
Bu çaba neden? Bu lanetli bedende bir amaç kaldı mı?
Ve oyun hiçbir zaman kesin bir cevap vermiyor.
Final sahnesinde bile, kurtuluş mu yoksa nihai çöküş mü yaşadığınızı kestiremiyorsunuz.
Bu anlatım biçimi, oyunu sıradan bir platformer olmaktan çıkarıp küçük bir trajediye dönüştürüyor.
Castle of Heart: Retold, bir yeniden yapımdan çok daha fazlası.
Bu, geçmiş hatalarından ders almış bir yeniden doğuş.
Orijinal oyunun ruhunu tamamen koruyup, onu modern dokunuşlarla yeniden yoğuruyor.
Oyunu bitirdiğimde, hissettiğim şey tatmin kadar hüzündü.
Çünkü Castle of Heart, kazandığınız zaferin bile hüzünlü olduğu bir deneyim.
Bazen en büyük kahramanlık, yalnızca bir adım daha atabilmektir.
Bu oyun, o adımın ağırlığını hissettiriyor.