-->
The Wandering Village, devasa Onbu’nun sırtında köy kurduğunuz, duygusal bağ kurarak hayatta kalma stratejisi geliştirdiğiniz özgün bir şehir kurma oyunu.
Yaşayan Bir Dev Üzerinde Hayatta Kalma Sanatı
Stray Fawn Studio’nun geliştirdiği The Wandering Village, şehir kurma ve hayatta kalma türlerini sıra dışı bir konseptle harmanlayan bir yapım. Oyunda bir köy inşa ediyor, kaynak yönetimi yapıyor, halkınızın ihtiyaçlarını karşılıyor ve bütün bunları devasa, canlı bir yaratığın sırtında yapıyorsunuz. Bu devasa dostumuzun adı Onbu ve tüm hikâye onun yolculuğuna eşlik etmemiz üzerine şekilleniyor. Oyun ilk bakışta alışıldık bir şehir kurma deneyimi sunuyor gibi dursa da, Onbu ile kurduğumuz ilişki hem duygusal hem de mekanik olarak deneyime bambaşka bir boyut katıyor.
Bu incelemede oyunun mekaniklerinden, atmosferinden, artılarından ve eksilerinden uzun uzun bahsedeceğim. Çünkü The Wandering Village, küçük bir ekibin ellerinden çıkmasına rağmen derinlikli, düşündürücü ve duygusal bağ kurabileceğiniz türden bir yapım.
Oyun, toksik sporlarla kaplanmış bir dünyada başlıyor. İnsanlık yok olmanın eşiğine gelmiş durumda ve hayatta kalabilen küçük bir grup insan, devasa bir yaratığın sırtında yeni bir yaşam kurmaya çalışıyor. İşte bu yaratık, yani Onbu, sadece bir zemin değil; oyunun merkezindeki canlı karakter.
Onbu sürekli hareket halinde ve biz köyümüzü onun sırtına kuruyoruz. Yani aslında sabit bir toprak parçası üzerinde değil, yaşayan bir ekosistemin üzerinde yaşam mücadelesi veriyoruz. Bu durum stratejik kararlarımızı kökten etkiliyor. Kaynak toplarken, yapılar inşa ederken ya da tarım yaparken Onbu’nun hareketleri, yorgunluğu, hastalık durumu ve tercihleri sürekli oyuna yansıyor.
Örneğin Onbu yürüyüşe geçtiğinde köyümüz farklı iklim bölgelerinden geçiyor. Bir çöl bölgesinden geçtiğimizde su kaynaklarımız hızla tükenirken, ormanlık alanlara geldiğimizde bolca kaynak toplayabiliyoruz. Bu döngü, her zaman hazırlıklı olmayı ve kaynak yönetiminde dikkatli davranmayı gerektiriyor.
Oynanış temelde şehir kurma ve kaynak yönetimi üzerine kurulu. Odun, taş, yiyecek ve su gibi temel kaynakları topluyor, binalar inşa ediyor ve halkımızın ihtiyaçlarını karşılıyoruz.
Oyunun temel mekanikleri şu şekilde:
Bu mekanikler klasik şehir kurma oyunlarını andırıyor ama işin içine Onbu faktörü girdiğinde işler tamamen değişiyor.
Oyunun en güçlü yanı kesinlikle Onbu ile kurduğunuz bağ. Onbu sadece arka planda hareket eden devasa bir yaratık değil; sizin ortağınız, yol arkadaşınız ve aynı zamanda en büyük sorumluluğunuz.
Onbu’nun da ihtiyaçları var:
Siz Onbu’yu besleyebilir, onu uyutabilir ya da yönlendirebilirsiniz. Ama bu noktada işin içine güven ilişkisi giriyor. Eğer Onbu’nun güvenini kazanmazsanız, komutlarınıza uymuyor. Mesela önünüze zehirli bir orman çıktığında Onbu’yu yönlendirmek isteyebilirsiniz ama güveni düşükse kendi yolunu seçip sizi zor durumda bırakabiliyor.
Bu mekanik, oyuncuya inanılmaz bir duygusal yük bindiriyor. Çünkü bir yandan köyünüzü ayakta tutmaya çalışırken, diğer yandan Onbu’nun sağlığını ve güvenini gözetmek zorundasınız.
The Wandering Village görsel açıdan pastel tonları, elle çizilmiş hissi veren tasarımıyla masalsı bir atmosfer sunuyor. Hem Onbu’nun hem de köy binalarının tasarımı detaylı ve sevimli. Ancak bu sevimliliğin ardında sürekli bir gerginlik var çünkü dünya, toksik sporlarla dolu ve her an ölümcül bir tehlike ile karşılaşabiliyorsunuz.
Müzikler ise huzurlu ama aynı zamanda melankolik bir tınıya sahip. Özellikle Onbu’nun uyuduğu anlarda gelen sakin melodiler, oyuncuya duygusal bir bağ kurma fırsatı tanıyor. Onbu’nun devasa adımlarının çıkardığı titreşimler bile sizi dünyanın gerçekliğine çekiyor.
Oyunun en dikkat çekici yanlarından biri, zorluk seviyesini Onbu’nun hareketlerine ve rastgele olaylara bağlamış olması. Bir anda karşılaştığınız zehirli bölgeler, kurak çöller ya da zehirli fırtınalar, hazırlıksız yakalandığınızda köyünüzün sonunu getirebilir.
Bununla birlikte, oyunun öğrenme eğrisi çok sert değil. İlk birkaç saatlik deneyim size temel mekanikleri öğretiyor. Ancak uzun vadede kaynak dengesi, Onbu ile güven ilişkisi ve biyomlara hazırlıklı olma konuları deneyimli oyuncuları bile zorlayacak seviyeye geliyor.
The Wandering Village, klasik şehir kurma ve hayatta kalma türüne bambaşka bir bakış açısı getiriyor. Onbu gibi devasa, canlı bir zemin üzerinde köyünüzü inşa etmek ve onunla hem stratejik hem de duygusal bir bağ kurmak, oyun deneyimini unutulmaz kılıyor.
Evet, zaman zaman tekrara düşebiliyor, kaynak döngüsü bazı oyuncuları yorabiliyor. Ama yaratıcı fikri, atmosferi ve oyuncuya yüklediği sorumluluk duygusu ile türün içinde özgün bir yere sahip. Özellikle şehir kurma oyunlarına ilgi duyan, farklı bir deneyim arayan oyuncular için kesinlikle denenmesi gereken bir yapım.