-->
Nightmare Frontier Oyun İncelemesi

Nightmare Frontier, Polonya merkezli Ice Code Games tarafından geliştirilen ve Haziran 2025’te Steam Early Access olarak yayımlanan “taktiksel extraction looter” türündeki en iddialı yapımlardan biri.

24.06.2025 | ulasufuk

Nightmare Frontier, Polonya merkezli Ice Code Games tarafından geliştirilen ve Haziran 2025’te Steam Early Access olarak yayımlanan “taktiksel extraction looter” türündeki en iddialı yapımlardan biri. Bu oyun, turn-based taktik stratejiye korku atmosferini, korku temelli risk‑ödül sistemini ve roguelite’ı dengeli bir şekilde harmanlıyor. Burada sizler için hem ICG mirasını yaşadım hem de kendimi 1900’lerin alternatif bir dünyada, korkuların içindeki macerada buldum.

Oyun, Paranormal felaketle faaliyete geçen bir Amerikan kasabasında geçiyor. Kasaba, “Nightmare” etkisiyle Dreadweaver adı verilen kabuslar hâline gelmiş varlıklar tarafından işgal edilmiş. Oyuncu, “Ringleader” unvanıyla bir grup hayatta kalan ile kasabanın içlerine iniyor, vaftiz edilen bu topraklardan ödüller ve cevaplar peşinde koşuyor.

Bu motivasyon, hem korku temalı içeriklerin kaynağı hem de sürekli stres hissini besleyen bir yapı kuruyor. Zira oyunun mekaniği bizi ödül karşılığında korkuların içine daha fazla çeken bir tünelde yürütüyor: “No Risk No Reward” sistemi. Kaçmak, korkuyla yüzleşmemek demek; ama kazanmak için gözü kararmak gerektiğini de ertesi an daha iyi anlıyorsunuz.

Oyunda tur tabanlı dövüşler, klasik ızometrik grid üzerine kuruluyor. Ancak burada işler alışıldık XCOM tarzını aşıyor. Nightmare Frontier, “gun‑n‑slash” yaklaşımıyla:

  • Silah art arda ateş etme,
  • Pozisyonlama ve fiziksel itme,
  • Çevresel etkileşim (nesnelere çarpma)
    öğelerini harmanlayarak, her turda birden fazla hareket etme hissi veriyor. Dormant rakip bir düşmanı itin, fırlayan tahtayla başka birini sersemletin; ya da rakibin arkasından vurduğunuzda ekstra hanzahtan faydalanın.

Bu sistem, savaş alanlarını sadece ham ateşle çözmek yerine gerçek savaş aklıyla planlamaya zorluyor. Her çatışma, küçük bir bulmacayı andırıyor.

En heyecan verici nokta: her görev bir extraction run. Belirli bir alanı temizledikten sonra, ekip ekstra hüner ya da kaynak için daha derine gitmek isteyebilir. Ama bu noktada Nightmare Seviyesi yükselmeye başlar. Daha güçlü Dreadweaver’larla savaşmak, kayıpları artırabilir. Sadece hayatta çıkmak bile başarı olarak sayılıyor; bir noktada geri dönmezseniz, kayıplar da büyür. Bu sistem, adrenalini yüksek yapıyor.

Her karakter, farklı özelliklere sahip. Çeşitli ekipman setleri, silah güncellemeleri, yetenek yükseltmeleri derken, oyunda kendi stratejinizi kurmanız gerekiyor. Güçlendikçe, Nightmare Seviyesi’ne karşı daha dayanıklı oluyorsunuz ama tehlike de doğru oranda artıyor. İlerledikçe yeni kaçış noktaları, ekipmanlar, korku-jeneratörler açılıyor. Bu sistem, roguelite döngüsüne benzer şekilde tazelik ve tatmin hissi kazandırıyor.

Oyunun grafiklerinden etkilenmemek imkânsız. “Alternatif 1900’lerin harabe kasabası” teması, çerçeve kompozisyonları ve gölge işlemleriyle etkileyici bir bütünlük içinde. Mekânlar sisli, loş ışıklı, tonu bozulan kasaba sokakları ve terk edilmiş binalar neredeyse canlı diyebileceğim kadar iyi betimlenmiş.

Dreadweaver yaratıkları ise hem hantal hem rahatsız edici şekilleriyle ekranda kendine yer buluyor. Yabanilik ve tanımlanamayan korku yüklü bu canavarlar, atmosferin omurgasını oluşturuyor.

Oyunun sesi sessizlikle başlıyor: rüzgârın uğultusu, ahşap kapı gıcırdaması, uzaktan gelen insan çığlıkları, sizi “her an saldırı bekle” moduna sokuyor. Müzik, aksiyon sekanslarında devreye girip yerini yine sessizliğe bırakıyor. Yaratık ses efektleri ise sizi adeta korkuların içine itiyor.

İkinci görevde bir Dreadweaver ile karşılaştım – devasa, kaburga çizgili bir yaratıktı. Turum geldi, önce bir adamla yakınlaşarak ittim, ateşi artırarak bir başka düşmanı sersemlettim… ama en sonunda korku arttı, seviye yükseldi ve beklediğimden çok güçlü bir boss moduna dönüştü. Nefes kesen bir çaba ile geri çekilip çıktım – ama ekipten bir kayıp yaşadım. O anda “asimetrik başarı” hissini anlamıştım.

Oyunun devam eden saatlerinde hem tartışmalı hem övgü dolu yorumlara şahit oldum: “Dreadweaver’ları yenerken nefes nefese kalıyorum” diyordum; bazısı “çok fazla toprak kokuyor, tekrar oynamak riskli” diyordu. Hmm, doğru: bu oyun herkese her şeyi vaat etmiyor. Ama belki de asıl hedefi de bu: her çıkış bir cesaret testi, her galibiyet öz değeriyle gelen ödül.

Nightmare Frontier, taktiksel strateji türünü korkuyla harmanlayan, roguelite döngülere cesurca giren özgün bir yapım. Hard West 2 ve Rogue Waters’ın mirasını sürdürerek, bu sefer grotesk kabus varlıklarını hedef alıyor. Extraction sistemi ve “korku seviyesi” dinamikleri, her görevde risk almadan duramayacağınız bir döngü yaratıyor.

Early Access aşamasında bile bu kadar güçlü ve etkileyici bir deneyim sunması, gelecekte tamamlandığında önemli bir eser olacağını işaret ediyor. Taktik ve korku severler için mutlaka denenmesi gereken bir proje. Bana kalırsa tam sürüm çıktığında, bu oyun kendi türüne örnek teşkil edebilir.


Artılar

  • Yenilikçi turn-based gun‑n‑slash taktik sistemi
  • Risk vs ödül teması, her geçişi gerilimli hale getiriyor
  • Atmosfer ve dünyayı anlatan grafik‑ses işçiliği
  • Roguelite tarzda güçlü ilerleme hissi

Eksiler

  • Early Access olması nedeniyle bazı mekânlar tekrar edilebilir