2020 yılında ilk kez PlayStation 4’te hayatımıza giren The Last of Us Part II, oyun dünyasında adeta bir yankı uyandırmış, kimilerini derinlemesine etkilemiş, kimilerini ise kararları ve anlatımıyla tartışmaya açık hale getirmişti. 2024’te PlayStation 5 için çıkan Remastered sürüm ise bu dramatik yolculuğu hem teknik hem içerik olarak yeniden ele aldı. Ve şimdi, 2025 itibariyle bu destansı hikâye ilk kez resmi olarak PC oyuncularıyla buluşuyor.

Naughty Dog’un oyun tarihine altın harflerle kazınan bu serisi, PC platformuna geçerken sadece bir port olmanın ötesine geçiyor. Özellikle yüksek kare hızı seçenekleri, geniş grafik ayarları, ultra geniş ekran desteği ve mod desteğiyle oyun PC’ye son derece saygılı şekilde uyarlanmış. Ancak asıl mesele teknik başarıdan çok, bu hikâyenin bir kez daha oynanabilirliğinden kaynaklanan duygusal ve mekanik deneyim. Gelin, bu deneyimi detaylarıyla inceleyelim.

PC’ye yapılan geçiş, yalnızca teknik anlamda değil, atmosferik deneyimin yoğunluğunu artırma açısından da büyük fark yaratıyor. RTX 40 serisi ekran kartlarıyla oyunu ray tracing açık bir şekilde 4K çözünürlükte ve 60+ FPS hızında oynamak mümkün. HDR desteğiyle Seattle’ın gri bulutları, yeşilin her tonu ve mahvolmuş şehir manzaraları göz kamaştırıyor. Ayrıca ultra ayarlarda çalışan dokular, çevre detayları ve karakter modellemeleri, oyunu sinematikten ayırt edilemeyecek bir noktaya taşıyor.

DLSS ve FSR gibi teknolojiler sayesinde daha düşük donanıma sahip sistemlerde dahi performanstan çok fazla taviz vermeden bu dünyayı deneyimlemek mümkün. Özellikle ışığın, gölgelerin ve partikül efektlerinin doğal görünmesi, oyunun atmosferine derinlik katıyor. İlk oyunlardan bu yana Naughty Dog’un “sinema gibi oyun” anlayışı, PC’de zirve yapmış durumda.

PC’ye gelen bu sürüm, oyunculara oldukça esnek bir kontrol deneyimi sunuyor. DualSense desteği, titreşimli geri bildirim ve adaptif tetiklerin birebir aktarımıyla PlayStation 5’teki hissiyatı yaşatıyor. Yay çekerken parmaklarınızda hissedilen direnç ya da kurşun geçirmez bir yeleğe isabet ettiğinizde oluşan farklı titreşimler, oyuncuyu ekrana çiviliyor.

Bununla birlikte klavye-fare kombinasyonu da son derece başarılı optimize edilmiş. Özellikle nişan alma hassasiyetinin artması ve kısayol tuşları sayesinde envanter yönetiminin daha pratik hale gelmesi, oyunun aksiyon bölümlerinde kontrol avantajı sağlıyor.

Oyunun merkezinde Ellie’nin acı dolu intikam hikâyesi yer alıyor. İlk oyunun sonunda Joel’in yaptığı etik dışı tercihlerin yankısı, bu oyunun duygusal yükünü oluşturuyor. Joel’in başına gelen olaylar sonrası Ellie’nin yola çıkışı, onu sadece fiziksel olarak değil, ruhsal olarak da parçalayacak bir yolculuğa sürüklüyor.

Oyun, anlatımda cesur bir hamleyle bizi hem Ellie’nin hem de Abby’nin bakış açısına sokarak empatiyi zorunlu kılıyor. Hikâye boyunca “haklı kim?”, “intikam neye değer?”, “şiddet kime ne kazandırır?” gibi sorular oyuncunun zihnine kazınıyor. Naughty Dog burada oyuncuya doğrular ve yanlışlar sunmaktan çok, gri alanlarda gezinmeyi teklif ediyor.

PC oyuncuları için bu hikâyenin ilk kez deneyimleniyor olması büyük bir fırsat. Spoiler yememiş olanlar için duygusal etkisi hâlâ ilk günkü gibi taze.

Remastered sürümle gelen en önemli yeniliklerden biri, “No Return” adlı roguelike mod. Oyunun karanlık atmosferiyle pek bağdaşmıyor gibi görünse de, oldukça eğlenceli ve tekrar oynanabilirliği yüksek bir içerik sunuyor.

Farklı karakterlerle (Ellie, Abby, Lev, Dina, vb.) oynanabilen bu modda her karakterin kendine has yetenekleri ve stil farklılıkları var. Her oyun oturumu farklı düşman kombinasyonları ve hedeflerle karşımıza çıkıyor. Bu da her seferinde yeni bir taktiksel yaklaşım gerektiriyor.

PC platformunun yüksek FPS avantajı ve hızlı yükleme süreleri bu modun daha akıcı ve bağımlılık yapıcı hale gelmesini sağlıyor. Özellikle aksiyon odaklı oyuncular için No Return, ciddi bir artı.

Remastered sürümün bir diğer dikkat çeken yeniliği, “Lost Levels” adını taşıyan ve orijinal oyunda tamamlanmamış üç oynanabilir bölüm. Bu bölümler PC sürümünde de tam destekle yer alıyor ve geliştirici yorumları eşliğinde oynanabiliyor.

Bu kısımlar hem Ellie’nin karakter gelişimini daha derinlemesine anlamamıza yardımcı oluyor hem de Naughty Dog’un yaratıcı sürecine dair samimi açıklamalar sunuyor. Özellikle oyun geliştirme süreciyle ilgilenen oyuncular için oldukça kıymetli içerikler bunlar.

PC’deki daha yüksek kare hızı ve kontrol hassasiyeti, oyunun savaş mekaniklerini daha keyifli hale getiriyor. Yapay zekâ yine son derece etkileyici. Düşmanlar sizi sesinizden tanıyor, izlerinizi takip ediyor, grup halinde strateji kuruyorlar. Müttefiklerin yapay zekâsı da geliştirilmiş; sadece dekor değiller, aktif çatışmalarda katkı sağlıyorlar.

Çatışmalar sırasında çevreyle olan etkileşim de dikkat çekici. Masanın altına saklanmak, tuzak kurmak, camdan atlamak gibi unsurlar, her savaş alanını farklı bir oyun alanına dönüştürüyor.

Gustavo Santaolalla’nın besteleri, PC platformunda da tüyleri diken diken etmeye devam ediyor. Yüksek kaliteli kulaklıklarla ya da surround sistemle oynandığında, oyunun ses tasarımı tam anlamıyla büyüleyici. Sessizliğin içindeki yankılar, gerilimli müzik geçişleri ve diyalog performansları sizi oyunun derinliklerine çekiyor.

Ashley Johnson (Ellie) ve Laura Bailey (Abby) gibi seslendirme sanatçılarının performansları, bir sinema filminden farksız.

The Last of Us Part II Remastered, PC oyuncuları için bir lütuf. Konsolda bu başyapıta şahit olamayan geniş bir oyuncu kitlesi için, bu sürüm muazzam bir deneyim sunuyor. Teknik olarak üstün, içerik olarak zengin, anlatı olarak sarsıcı bir oyunla karşı karşıyayız. 2025’in en güçlü PC portlarından biri olmasının yanı sıra, duygusal anlatım konusunda hâlâ zirvede.

Eğer oyunlarda sadece aksiyon değil, anlam arıyorsanız, The Last of Us Part II Remastered PC sürümü size çok şey katacak. Kendinizi bu karanlık, ama son derece insani hikâyeye bırakın. Ve unutmayın, bazen en güçlü intikam bile içimizdeki boşluğu dolduramaz.