-->
Supercar Collection Simulator, araba koleksiyonculuğunu detaylı şekilde yaşatan, görsel olarak tatmin edici ve derinlikli bir simülasyon deneyimi sunuyor.
Günümüzde yarış oyunları ya da otomobil temalı simülasyonlar, genellikle hız, rekabet ya da teknik sürüş dinamikleri üzerine kurulu. Ancak Supercar Collection Simulator, bu alışılmış yapıyı kırarak, bizi hız tutkusunun ötesinde, bir koleksiyon tutkunu olmanın derinliklerine davet ediyor. Oyunun sunduğu deneyim, sadece süper arabaları sürmek değil; onları bulmak, restore etmek, kataloglamak ve garajını bir tür otomotiv tapınağına dönüştürmek üzerine kurulu. Bu bağlamda oyun, benzerlerinden sıyrılıp kendi niş alanını başarıyla inşa ediyor.
İlk başta kulağa biraz niş gibi gelse de, birkaç saat içinde bu oyunun sunduğu ayrıntılı koleksiyon sistemi ve tutkuyla inşa edilmiş araba kültürü atmosferi, beni ekran başına kilitlemeyi başardı.
Supercar Collection Simulator (SCS), klasik bir yarış ya da sürüş simülasyonundan çok daha fazlası. Evet, süper arabaları kullanıyorsunuz ama bu sadece işin görünen yüzü. Oyun esasen, oyuncunun nadir araçları bulmak, garajına katmak, onların tarihçesini keşfetmek ve zamanla değerini artırmak için yatırım yapmasını sağlayan devasa bir koleksiyon simülasyonu.
Koleksiyon sistemi son derece detaylı. Her bir araç için üretim yılı, modeli, üretim sayısı, motor türü, ülkesi, ikonik yarış geçmişi gibi onlarca veri bulunuyor. Arabanın garajdaki durumu bile, değeri doğrudan etkiliyor. Örneğin, orijinal parçaları bozulmamış bir 1987 Ferrari F40, sahte parçalarla restore edilmiş bir versiyondan çok daha kıymetli. Oyuncunun bu tür detaylara dikkat etmesi gerekiyor.
Oyun boyunca katıldığınız açık artırmalar, klasik araç pazarları ve hatta hurda yığınları arasında yapılan keşifler (barn find’ler) size yeni arabalar kazandırıyor. Ancak araçlar genellikle restore edilmeye muhtaç geliyor. Burada devreye oldukça detaylı bir restorasyon sistemi giriyor.
Restorasyon sistemi, oyunun en büyük keyif kaynaklarından biri. Her bir araba, motorundan egzoz sistemine, iç döşemesinden camlarına kadar parça parça sökülüp onarılabiliyor. Bu sadece kozmetik bir iş değil; her parça, arabanın toplam performansına, değerine ve görünümüne doğrudan etki ediyor.
Özellikle bazı özel görevler sırasında, oyuncunun orijinal belgeleri araştırarak bir aracın hangi tür jantla ya da hangi iç dizaynla üretildiğini öğrenip, bu doğrultuda tam restorasyon yapması bekleniyor. Bu da oyuna hafif bir dedektiflik havası katıyor.
Bu kısımda kullanılan arayüz oldukça sezgisel. Ancak araç içi parçaların detayları o kadar fazla ki, ilk başta göz korkutabiliyor. Neyse ki oyun, başlangıçta kapsamlı bir öğreticiyle sizi yönlendiriyor.
Supercar Collection Simulator, teknik anlamda oldukça başarılı bir yapım. Araç modellemeleri neredeyse fotogerçekçi düzeyde. Özellikle ışıklandırma sistemi sayesinde, garajınızdaki klasik bir McLaren F1’in metalik gövdesinden yansıyan ışık oyunları, adeta gerçek bir otomobil müzesinde geziniyormuş hissi veriyor.
Garajların özelleştirilebilmesi de büyük artı. İster modern betonarme bir showroom, ister eski tuğla duvarlı retro bir tamirhane havasında olsun, kendi tarzınızı yansıtabileceğiniz ortamlar oluşturabiliyorsunuz.
Ayrıca dış mekân keşifleri de grafik anlamında tatmin edici. Hurda yığınlarını aradığınız terk edilmiş çiftlik evleri, çöl kenarındaki barın arka bahçesi ya da paslanmış konteyner yığınları oldukça atmosferik hazırlanmış.
Sürüş sistemi oyunun merkezinde değil ama tamamen göz ardı edilmiş de değil. Her araç için farklı fizik modelleri bulunuyor. Örneğin, 1969 model bir Lamborghini Miura’nın virajlarda verdiği ağırlık tepkisi ile 2016 model bir Bugatti Chiron arasındaki fark hissedilir düzeyde.
Ancak şunu belirtmek gerekir ki: Bu bir yarış oyunu değil. Yani lastik aşınması, aerodinamik ayarlar, yakıt tüketimi gibi simülasyon detayları burada yok. Hedef, bu araçlarla kısa test sürüşleri yapmak, bazen belirli görevleri tamamlamak (örneğin drift gösterileri ya da hız testleri) ve arabanın ‘hissettirdiklerini’ anlamak.
Oyunun ekonomi sistemi oldukça dengeli. Açık artırmalar, satışlar, sponsorluk anlaşmaları ve özel görevlerle para kazanabiliyorsunuz. Ancak restorasyon ve bakım masrafları oldukça yüksek olduğu için her kararınızı dikkatle vermeniz gerekiyor.
İşin güzel yanı, nadir bir arabayı iyi restore edip doğru bir koleksiyoner ya da müzayede evi ile anlaştığınızda, yatırımınızın birkaç katı geri dönüş elde edebiliyorsunuz. Hatta bazı oyuncular için oyun, adeta bir “otomobil ticareti simülasyonuna” dönüşebiliyor.
Supercar Collection Simulator, otomotiv tarihine adeta bir saygı duruşu. Oyunda lisanslı olarak yer alan 100’den fazla süper araba bulunuyor. Ferrari, Lamborghini, Aston Martin, Bugatti, Pagani, Koenigsegg gibi markaların ikonik modelleri oldukça detaylı biçimde oyuna entegre edilmiş.
Ayrıca her bir araba ile birlikte açılan kısa belgeler, sesli anlatımlar ve dönem görüntüleri de oyunun belgesel havasını destekliyor. Oyunu sadece oynamıyor, aynı zamanda öğreniyorsunuz.