WWE 2K serisi, yıllar boyunca güreş oyunları dünyasında hem inişler hem çıkışlar yaşadı. 2K20’nin felaketle sonuçlanmasının ardından 2K22 ile toparlanma sürecine giren seri, 2K23 ve 2K24 ile daha da güçlenerek oyuncuların beklentilerini karşılamayı başardı. Şimdi ise karşımızda WWE 2K25 var. Yeni mekanikler, genişletilmiş modlar, oynanışta yapılan geliştirmeler ve görsel iyileştirmelerle dolu olan bu oyun, gerçekten serinin en iyisi olmayı başarabiliyor mu? Bu detaylı incelemede, WWE 2K25’in tüm yönlerine yakından bakacağız.

Önceki oyunlarla kıyaslandığında WWE 2K25’in en büyük farklarından biri, oynanışın daha akıcı hale getirilmesi olmuş. Hareket setleri daha doğal, karakter animasyonları daha gerçekçi ve maç içindeki akış çok daha tatmin edici. Özellikle Zincir Güreşi (Chain Wrestling) mekaniği, oyunun başında güreşçilerin birbirlerine üstünlük sağlamaya çalıştığı anlarda daha organik bir his sunuyor. Bu mekanik, özellikle teknik güreşçileri kontrol ederken rakibinizi yere indirmek veya üstünlük sağlamak için daha fazla seçenek sunuyor.

WWE 2K25’in sunduğu bir diğer büyük yenilik ise barikat dalışları. Artık güreşçiler, seyircilerin önündeki barikatların üzerinden atlayarak daha dinamik hareketler yapabiliyor. Özellikle Jeff Hardy, Ricochet veya Montez Ford gibi yüksekten uçmayı seven süperstarlarla oynarken bu hareketler maçlara sinematik bir hava katıyor.

Geliştirilen darbe mekaniği sayesinde, her vuruşun ağırlığını hissedebiliyorsunuz. Yumruklar, tekmeler ve güçlü hareketler daha etkili hissettiriyor. Örneğin, Brock Lesnar’ın bir F-5 hareketi, rakibin gerçekten sarsıldığını hissettiren animasyonlarla desteklenmiş. Ayrıca, yeni kan sistemi, dövüşlerde daha gerçekçi bir atmosfer yaratıyor. Maç sırasında alınan darbeler sonrası karakterlerin yüzlerinde ve vücutlarında oluşan yaralanmalar, maçın ilerleyen dakikalarında onların performansını etkileyebiliyor.

Bir diğer önemli ekleme ise Underground Maçları. Bu maç türü, Raw Underground konseptinden esinlenerek oluşturulmuş. Ring ipleri kaldırılmış ve karanlık bir atmosfer yaratılmış. Dövüşler daha vahşi ve sert geçiyor, ancak bu modun uzun vadede oyunculara ne kadar hitap edeceği tartışmalı.

Bloodline Kuralları Maçı, WWE’nin son yıllardaki en büyük hikâye anlatımlarından biri olan Bloodline grubuna adanmış özel bir maç türü. Burada oyuncular, maç sırasında üç kez dışarıdan yardım çağırabiliyor. Bu, The Bloodline üyeleriyle yapılan maçlarda büyük bir avantaj sağlarken, oyunun rekabetçi dengesini zaman zaman bozabiliyor.

Kadın ve erkek güreşçiler artık aynı ringde mücadele edebiliyor. Önceki oyunlarda sınırlı olan bu özellik, WWE 2K25’te tamamen serbest bırakılmış. Bu sayede Becky Lynch vs. Roman Reigns gibi rüya maçlarını yapma şansınız var.

WWE 2K25, seriye The Island adında bir açık dünya modu ekleyerek büyük bir yenilik getiriyor. The Island, WWE evreninde geçen dört farklı bölgeden oluşuyor. Bu bölgeler Hero HQ, The Arcade of Tomorrow, The Temple of the Ancestors ve The Deadlands olarak adlandırılıyor. Oyuncular, bu bölgelerde serbestçe dolaşabiliyor, meydan okumaları tamamlayabiliyor ve diğer oyuncularla gerçek zamanlı olarak dövüşebiliyor.

Özellikle MySUPERSTAR Builder ile karakter oluşturma ve geliştirme süreci daha detaylı hale getirilmiş. Güçlü bir karakter oluşturup, bu açık dünyada diğer oyunculara karşı mücadele etmek oldukça eğlenceli. The Island, sunucu başına 50 oyuncuya kadar destek sağlıyor ve gerçek zamanlı PvP dövüşlerine imkan tanıyor.

MyRISE, WWE 2K serisinin kariyer modu olarak her yıl farklı hikâyeler sunuyor. WWE 2K25’te bu mod, Kevin Owens ve Bayley’nin eski NXT güreşçileriyle başlattığı bir isyanı konu alıyor. Ancak, önceki oyunlarla kıyaslandığında bu hikâye biraz daha yüzeysel kalmış gibi görünüyor. Oyuncular, WWE tarihindeki en büyük değişimlerden birini tetiklemeye çalışan bu grubun bir parçası olarak seçimler yaparak hikâyeyi şekillendirebiliyor. Ancak, hikâye akışı bazen tahmin edilebilir hale gelebiliyor ve önceki oyunlara kıyasla daha az sürpriz içeriyor.

Paul Heyman tarafından sunulan The Bloodline’s Dynasty, WWE 2K25’in en dikkat çekici modlarından biri. Bu modda, Anoa’i ailesinin (Roman Reigns, The Rock, Rikishi, Yokozuna, Umaga) WWE’deki mirasını takip ediyoruz. Eski maçları oynayarak WWE tarihindeki önemli anları yeniden yaşayabiliyor ve Bloodline üyeleriyle rüya maçları yapabiliyoruz.

WWE 2K25, grafiksel anlamda bazı önemli geliştirmeler içeriyor. Özellikle aydınlatma efektleri, karakter modellemelerini çok daha gerçekçi hale getirmiş. Saç fiziği ve yüz animasyonları büyük ölçüde iyileştirilmiş, ancak bazı karakter modelleri hala yapay durabiliyor.

Oyunun PlayStation 5, Xbox Series X ve üst düzey PC’lerde 60 FPS akıcılığıyla çalışması, dövüşlerin hissiyatını büyük ölçüde iyileştiriyor. Ancak, eski nesil konsollarda (PS4 ve Xbox One) zaman zaman takılmalar yaşandığı rapor edilmiş.

WWE 2K25’in müzikleri ve ses efektleri, oyunun atmosferini güçlendiren unsurlardan biri. Oyun içinde yer alan giriş müzikleri ve arenadaki seyirci tepkileri oldukça başarılı bir şekilde yansıtılmış. Özellikle maç sırasında seyircilerin reaksiyonları daha doğal hale getirilmiş.

Müzik tarafında ise WWE’nin resmi şarkı listelerinden bazıları oyuna dahil edilmiş. Ayrıca, arenaların akustik tasarımı geliştirilerek spikerlerin sesleri daha net hale getirilmiş. Bu detaylar, maçlara daha fazla heyecan katıyor.

WWE 2K25, seriye önemli yenilikler ekleyerek oyunculara daha zengin bir deneyim sunuyor. Oynanışın daha akıcı hale gelmesi, The Island gibi yenilikçi modlar, yeni maç türleri ve gelişmiş grafikler, oyunun en büyük artıları arasında.

Ancak, bazı eksiklikler de yok değil. MyRISE hikâyesinin biraz sığ kalması ve bazı teknik aksaklıklar, oyunun kusursuz olmasını engelliyor. Yine de WWE 2K25, hem güreş tutkunları hem de yeni oyuncular için oldukça tatmin edici bir deneyim sunuyor. Eğer bir WWE hayranıysanız, bu oyun kesinlikle koleksiyonunuza eklemeniz gereken yapımlardan biri!