-->
Stardiver Oyun İncelemesi

Stardiver, gizemli bir okyanus gezegeninde geçen, su altı keşfi, üs inşası ve savaş mekaniğiyle dolu bilim kurgu temalı bir gemi simülasyon oyunudur.

13.09.2024 | ulasufuk

Stardiver, Green Planet Games tarafından geliştirilen, bilim kurgu temalı, tek oyunculu bir gemi simülasyon oyunudur. Oyuncuları, devasa ve gizemli bir okyanusun derinliklerinde keşif yapmaya, tehlikeli deniz yaratıklarıyla savaşmaya ve kaynak yönetimi ile üs inşası gibi görevleri yerine getirmeye davet eden bu oyun, cesur bir vizyona sahip olsa da birçok eksikliğiyle hayal kırıklığı yaratıyor. Bu incelememizde, Stardiver’ın sunduğu dünyayı detaylıca inceleyeceğiz, hem güçlü yanlarına hem de geliştirilmesi gereken noktalara göz atacağız.

Stardiver’ın hikayesi, insanlığın gelecekteki bir dönemine dayanıyor. Oyun, E_41H adlı gizemli bir gezegende geçiyor. Burada, geniş bir okyanus üzerinde kontrol ettiğiniz bir gemiyle oyuna başlıyorsunuz. Oyun, sizi oyunun ana yapay zekası olan Zera’nın rehberliğiyle tanıştırarak başlıyor. Zera, size yaklaşık 387 yıldır kriojenik uykuda olduğunuzu ve artık yılın 3076 olduğunu söylüyor. Göreviniz, bir zamanlar bu sularda görev yapan önceki kaşiflerin başına ne geldiğini öğrenmek ve terk edilmiş bir üssü yeniden aktif hale getirmek.

Oyunun hikayesi, eski bir uygarlığın izlerini sürmek ve bu gezegenin sırlarını çözmek üzerine kurulmuş. Bu bilim kurgu teması başlangıçta ilgi çekici gelse de, ilerleyen zamanlarda derinliği kaybediyor. Hikayenin gizemli yapısı, oyunun bazı kısımlarında yeterince ilgi çekici detaylar sunarken, diğer bölümlerde tekrar eden görevler ve fazla açıklayıcı diyaloglar nedeniyle monoton bir hale geliyor. Zera’nın sürekli size ne yapmanız gerektiğini söylemesi, oyunculara fazla rehberlik edildiği hissini uyandırıyor. Bu durum, özellikle keşfetmeyi seven oyuncular için hayal kırıklığı yaratabilir. Hikayenin anlatımı, oyunculara daha fazla özgürlük tanısaydı, çok daha sürükleyici bir deneyim sunabilirdi.

Stardiver’ın en dikkat çekici özelliklerinden biri, oyunculara tam hareket özgürlüğü tanıyan Six Degrees of Freedom (6DOF) hareket sistemidir. Bu sistem sayesinde geminizi her yönde serbestçe hareket ettirebiliyorsunuz. Başlangıçta bu özgürlük hissi oldukça eğlenceli gelse de, özellikle dar alanlarda ve mağaralarda gezinirken bu sistemin zorlukları gün yüzüne çıkıyor. Kontroller zaman zaman hantal hale gelebiliyor ve oyuncuyu zorlayıcı bir noktaya taşıyor.

Oyunda, yalnızca gemiler arası savaşlar bulunmuyor. Denizin derinliklerinde yer alan gizemli ve tehlikeli deniz yaratıklarıyla da mücadele etmeniz gerekiyor. Bu yaratıklar, oyunun atmosferine tehditkâr bir hava katıyor ve her an tetikte olmanızı sağlıyor. Ancak savaş mekanikleri zamanla yüzeysel ve tekrarlayıcı bir hale geliyor. Yaratıkların yapay zekası oldukça basit kalıyor; çoğu zaman saldırı kalıpları kolayca tahmin edilebiliyor ve bu da savaşları sıkıcı bir rutine dönüştürüyor. Düşman çeşitliliği yeterince geniş olmadığı için her karşılaşma aynı hissettiriyor. Özellikle boss savaşları beklenen derinliği sunmaktan uzak.

Oyunun bir diğer temel mekaniği keşif ve kaynak yönetimidir. Okyanusun derinliklerine dalarken, eski uygarlıklara ait kalıntılar, yeni yaşam formları ve çeşitli kaynaklar toplamanız gerekiyor. Bu kaynaklar, geminizi geliştirmek, yeni silahlar ve ekipmanlar üretmek için kullanılıyor. Başlangıçta bu mekanikler heyecan verici olsa da, zamanla monoton bir hal alıyor. Oyundaki kaynak çeşitliliği sınırlı ve toplama süreci zamanla oyuncuyu sıkabiliyor.

Oyunun keşif kısmı, başlangıçta görsel olarak etkileyici. Okyanusun derinliklerinde ilerlerken karşılaştığınız manzaralar ve keşfettiğiniz yapılar göz alıcı. Ancak bu keşif hissi, mekanların tekrara düşmesiyle hızla kayboluyor. Oyunun dünyası, başlangıçta ne kadar büyük görünse de, bir süre sonra sınırlı ve kendini tekrar eden bir yapı sunuyor. Her ne kadar oyuncular, gemiden inip sınırlı bir süreyle yaya keşifler yapabilse de, bu mekanik yeterince derinlikli işlenmemiş.

Oyunun önemli bir özelliği de üs inşa mekanikleri. Stardiver’da terk edilmiş bir üsse sahip oluyorsunuz ve bu üssü yeniden işler hale getirmek ana görevlerden biri. Üssünüzü geliştirip yeni yapılar inşa ederek hem kendi hayatta kalmanızı kolaylaştırıyor hem de oyundaki ilerlemenizi hızlandırıyorsunuz. Kaynakları doğru yönetmek, üssünüzün kapasitesini artırmak ve gerektiğinde savunma sistemleri kurmak oyunun stratejik tarafını güçlendiriyor. Ancak bu sistem de ne yazık ki yüzeysel kalıyor. Üs inşa etme ve geliştirme seçenekleri sınırlı ve zamanla oyuncuyu tatmin etmekten uzaklaşıyor.

Stardiver’ın en güçlü yanlarından biri görsel atmosferi. Oyun, okyanusun derinliklerinde geçen bir dünyada geçtiği için su altı teması muhteşem bir şekilde işlenmiş. Parlak, karanlık ve tehlikeli denizaltı manzaraları oyuncuya etkileyici bir keşif deneyimi sunuyor. Ancak bu güzel manzaralar da zamanla kendini tekrar etmeye başlıyor ve yeni bölgeler keşfettikçe oyunun görsel yeniliği azalıyor.

Ses tasarımı, oyunun atmosferini pekiştiren en büyük unsurlardan biri. Okyanusun derinliklerinde yankılanan sesler, oyuncuyu yalnızlık hissiyle sarıyor ve tehlikenin her an yakınınızda olduğunu hissettiriyor. Müzik, atmosferi tamamlayıcı bir etkiye sahip ve özellikle keşif anlarında sizi motive ediyor. Ancak ses tasarımında da tekrarlanan efektler zamanla dikkat çekiyor ve yoğunlaşan savaş anlarında yeterli varyasyonu sunmuyor.

Stardiver, ne yazık ki bazı teknik sorunlarla boğuşuyor. Oyun boyunca çeşitli hatalarla karşılaşmak mümkün. Özellikle duvarların içinden geçme gibi hatalar, oyuncunun deneyimini baltalıyor. Ayrıca, oyunun optimizasyonu da beklentileri karşılamaktan uzak. Düşük kare hızları ve gecikmeler, özellikle daha büyük çatışmalarda ve yoğun grafikli sahnelerde performans sorunları yaşatıyor. Bu tür hatalar, oyuncunun oyun deneyimini sekteye uğratıyor ve uzun süre oynamayı zorlaştırıyor.

Stardiver, oyunculara gizemli bir su altı dünyasında geçen heyecan verici bir deneyim vaat ediyor. Görsel olarak etkileyici, atmosferik bir dünya sunan oyun, savaş, keşif ve üs inşası gibi mekaniklerle oyunculara çeşitlilik sağlamaya çalışıyor. Ancak ne yazık ki, bu mekaniklerin çoğu yüzeysel kalıyor ve zamanla tekrara düşüyor. Özellikle savaş sistemindeki derinlik eksikliği, keşif sürecindeki monotonluk ve teknik sorunlar, oyunun potansiyelini tam anlamıyla ortaya koymasını engelliyor.

Eğer bilim kurgu temalı, denizaltı keşif oyunlarına ilginiz varsa, Stardiver’a şans verebilirsiniz. Ancak, oyunun eksiklikleri göz önüne alındığında, daha derin ve zengin bir deneyim arayan oyuncular için yeterince tatmin edici olmayabilir. Oynadığım erken erişim sürümünde fiyat henüz belirlenmemişti, ancak eğer 10 euro’nun altında bir fiyata satışa sunulursa, bir denemeyi hak edebilir. Daha yüksek bir fiyata sahip olursa, paranızın karşılığını vermekte zorlanabilir.


6

Artılar

  • Artılar:
  • Görsel olarak etkileyici su altı atmosferi.
  • Keşif hissi başlangıçta oldukça güçlü.
  • Six Degrees of Freedom (6DOF) hareket sistemi ile tam özgürlük.

Eksiler

  • Eksiler:
  • Savaş mekanikleri tekrarlayıcı ve yüzeysel.