The Thaumaturge, derin hikayesi, atmosferik dünyası ve ilginç oyun mekanikleriyle dikkat çeken bir rol yapma oyunu. 20. yüzyılın başlarında işgal altındaki Varşova’da geçen bu oyun, oyunculara hem tarihi bir atmosfer sunuyor hem de doğaüstü unsurlarla dolu gizemli bir evrene adım atmalarını sağlıyor.

Oyunun başlarında, Thaumaturge olarak adlandırılan karakterimiz Wiktor Szulski ile tanışıyoruz. Varşova’nın Rus işgalciler tarafından baskı altına alındığı bir dönemde, devrimci bir coşku hüküm sürerken, doğaüstü yaratıklar da her bireyin içindeki kötülüklerden beslenmektedir. Wiktor, Thaumaturge olarak, bu gizemli dünyada yolunu bulmak ve tehlikeli Salutor adlı varlıkları avlamakla görevlidir.

Oyunun en dikkat çekici mekaniklerinden biri, karakterlerin “Kusurlar” adı verilen olumsuz özelliklere sahip olmalarıdır. Bu Kusurlar, her karakterin içindeki kötülükleri temsil eder ve oyuncular, bu Kusurları tespit ederek Salutor adlı doğaüstü varlıkları ortaya çıkarabilirler. Oyun, bu mekanik üzerine kurulu bir araştırma ve etkileşim sistemi sunar. Wiktor, çevresinde dolaşarak ve duyularını kullanarak, Kusuru taşıyan kişileri bulmaya çalışır. Bu süreç, oyunun keşif ve etkileşim unsurlarını öne çıkarırken, bazen biraz pasif kalabiliyor. Nesnelerin araştırılması, odalarda dolaşma ve etkileşim kurma, oyunun bu yönünü oluşturan ana unsurlardır. Ancak, bazı oyuncular için bu durum, araştırma eyleminin yeterince etkileyici olmadığı hissini yaratabilir.

Oyunun atmosferi ise dikkat çekici bir başarı. Varşova’nın işgal altındaki günlerinin detaylı bir şekilde tasvir edildiği oyunda, grafikler ve genel tasarım, oyunculara gerçekten o dönemin atmosferini yaşatıyor. Rus işgalcilerin baskısı, sokaklarda devrimci hareketin filizlenmesi ve doğaüstü yaratıkların varlığı, oyunun her anında hissediliyor. Atmosfer, oyunculara sadece oyun mekaniklerini değil, aynı zamanda tarih ve kültürle de etkileşim fırsatı tanıyor. Bu sayede, The Thaumaturge, sadece eğlenceli bir oyun olmanın ötesine geçerek tarihi bir deneyim sunmayı başarıyor.

Oyunun hikayesi, Wiktor’un babasının ölümü ve kayıp Grimoire’u arama çabaları etrafında şekilleniyor. Ancak, bu basit başlangıç noktası, zamanla genişleyerek Wiktor’un içsel ve dışsal mücadelelerini içeren daha derin bir hikayeye dönüşüyor. Wiktor, babasının ölümü ile başlayan serüveninde, siyasi entrikalara, devrimci bir harekete ve kendisiyle birlikte ölümünü isteyen düşmanlara karşı savaşmaya başlıyor. Bu evrim, hikayenin sürükleyici ve çeşitli olmasını sağlıyor.Ancak, karakter derinliği konusunda bazı eksiklikler dikkat çekiyor. Wiktor’un babasına ve çevresine duyduğu öfke, oyuncuya yeterince anlatılmamış gibi hissedebilir. Karakterlerin iç dünyalarına daha fazla derinlik kazandırılabilirdi. Özellikle, Wiktor’un bazı karakterlerle olan ilişkisi zorlama ve yapay hissettirebiliyor. Bu durum, oyuncunun hikayeye tam anlamıyla bağlanmasını engelleyebilir.

Oyunun savaş sistemi ise klasik sıra tabanlı bir yapıya sahip. Salutor adlı doğaüstü varlıklarla savaşlarda, düşmanların Kusurlarını devre dışı bırakarak onları zayıflatmanız gerekiyor. Ancak, bazen en etkili taktiğin sadece en güçlü saldırıyı seçmek olduğunu fark etmek, dövüş deneyimini biraz basitleştiriyor. Bu durum, bazı dövüşlerin tekdüzeliğine ve strateji eksikliğine yol açabiliyor. Savaş sistemi genel olarak eğlenceli olmasına rağmen, daha fazla derinlik ve çeşitlilik kazanabilirdi.

Varşova’nın sokaklarını keşfetme ve yan görevleri tamamlama fırsatı, oyunun güçlü yanlarından biri. Sokak satıcılarından alınan pierogi ve puro gibi detaylar, Polonya kültürüne saygı duruşu niteliğinde. Ancak, bu yan görevlerde karakterlere ve hikayelere daha fazla derinlik eklemek mümkün olabilirdi. Bazı yan görevler, ana hikayeden daha ilginç olabilir ve oyunculara daha fazla keşif ve etkileşim fırsatı sunabilirdi.

Genel olarak, The Thaumaturge, etkileyici atmosferi, dikkat çekici grafikleri ve derin bir evreniyle dikkat çekiyor. Ancak, bazı mekanik zayıflıklar, karakter derinliği eksiklikleri ve savaş sistemi sorunları, oyunun tam potansiyelini tam anlamıyla ortaya koymasını engelliyor. Varşova’nın tarihini ve kültürünü daha iyi yansıtan bir hikaye anlatımı, oyuncuyu daha fazla içine çekebilirdi. The Thaumaturge, etkileyici bir deneyim sunuyor, ancak bazı iyileştirmelere ihtiyaç duyuyor.