Bağımsız bir oyunu geliştirici olan Kool2Play yeni oyunu Uragun erken erişim sürecine girdi. Öncelikle konu olarak aslında çoğumuzun pek fazla üzerine durmadığı bir noktaya, Pilot ve mecha arasındaki bağa odaklanan yapımı, maceralı bir süreç sonucunda erken erişimde inceleme fırsatı bulduk. Voltran ve diğer çizgi filmlerin de etkisiyle, mecha’lar bizim neslin bir nevi çocukluk arkadaşları aslında, malumunuz. Oyunda güçlü bir Mech’i kontrol ediyoruz, ilk başta insanlığa hizmet etmesi için tasarlanmış ancak doğal felaketler ve küresel ısınma sonrasında insanlığın yok olması gerektiğine karar veren bir yapay zekanın kontrol ettiği çeşitli düşman robotlara karşı kendi soyumuzu korumaya çalışıyoruz.

Kayıp pilotunuzu ve arkadaşınızı aramak sizi ıssız bir Barselona, aşırı büyümüş ve fütürist bir Hong Kong veya Kuzey Amerika’nın karlı dağ yarıklarında gizlenmiş madenler gibi farklı mekanlara götürüyor. Mecha’lar ve Pilot’ların hikayesi üzerinde de pek durulmadığından olsa gerek, oyundan uzaklaştıktan sonra aklımızda fazla bir şey kalmadı. Oyunun genel kurgusu ve hikayesi ile ilgili kısa bilgiler yeterli diye düşünüyorum. Fazla detaya girerek heyecanı bozmak istemiyorum. Oyunun başında bize anlatılan hikayecikten sonra maceramız başlıyor. Öncelikle çok sade ve sıradan bir ana menümüz var. Kısa anlatım ekranlarının ardından ilk düşmanımızla karşılaştığımız anda oyunun dinamiklerine de merhaba diyoruz.

Oyundaki silah çeşitliliği ve upgrade mekanizması hakkında ise bayağı söyleyeceklerim var. Oyun silah çeşitliliği ve etkinliği konusunda bence çok çok başarılı olmuş. Silahlar da bildiğiniz gibi değil, ya da bildiğiniz silahlar artik bildiğiniz gibi değil. Biraz kafanız karıştı değil mi? Durun açıklayayım… Diyelim ki oyunda her oyunda gördüğümüz av tüfeği ve otomatik tüfeklerden plazma bumeranglara ve roketatarlara kadar yol boyunca yeni silahların kilidini açabiliyor. Bu sayede hem Mech’inize tonlarca özelleştirme seçeneği ve düşmanlarınıza karşı avantaj sağlıyorsunuz. Oyunun başından sonuna kadar çeşitli silahları kullanıyoruz. Her biri üç-dört benzersiz modifikasyon ve kombinasyona sahip beş silah ve dört özel yetenek içeriyor.

Yani anlayacağınız oyunda silahlar ve etkileri sizin hayal gücünüzün enginliği ile doğru orantılı olarak gelişiyor. Üç bölgede toplam yirbi beş’ten fazla görev yapıyoruz. Oyun erken erişimden çıkacağı zaman yeni bölgeler, görevler, silahlar, düşmanlar ve daha fazla içerik oyuna eklenecektir. Oyun bu detay dokularda grafiksel olarak çok başarılı. Tabi grafik olarak çok daha iyisi olabilirmiş. Ancak bu tarz oyunlarda ağırlığın oynanış olduğunu düşünürsek kim bakar grafiklere ama grafiksel olarak tahminlerimin üzerinde diyebilirim. Özellikle çarpışma sahnelerinde yapay zekadaki çok büyük değişimle birleşerek soluksuz bir çatışma ortamı yaratan Uragun’un grafikleri benden tam notu aldı.

Yalnız yapay zekada yapılan iyileştirmenin dozu az biraz kaçmış gibi. Devasa düşmanlarınızın akli hamleler yaparak dibinize kadar sokulması oyunda korku öğesine de yer verildi hissi uyandırıyor. Oyunun ses ve müzikleri gayet hoş olmuş. Bu durum oyunun genel havasına gayet uymuş. Uragun, geliştirilmeye devam ettirildiği sürece potansiyeli olan bir oyun. Oyunun tam versiyonunda oynanabilir daha çok harita olacak ve şuanda erişimimizin olmadığı yeni bosslar da açılacak. Umuyorum ki tam versiyonunda daha dengeli, oynanış bakımından farklılıkları hissettirebilen bir oyun haline gelir. Oynanış süresi olarak ise bizim uzun süreler boyunca oynamayı tercih edeceğimiz bir oyun olmuş. Umuyorum ki erken erişim süresince daha dengeli bir oyun haline gelerek tam sürüme geçtiği zaman daha daha fazla içerik sunabilir.