Zombiler ile Hesaplaşma…

Uzun süre önce sadece Wii U için çıkış yapan ama geçtiğimiz aylarda PC ve yeni nesil konsollar için çıkacağı da kesinleşeyen Zombi bildiğiniz gibi kısa süre önce bizlere ulaşmıştı. Wii U’da pek de bekleneni verdiğini söyleyemeyeceğimiz oyun PC ve yenil nesil konsollar’da da aynı değerleri taşıyor. Grafik bakımından çoğu oyundan üstün olmayan oyun ses sistemlerinde biraz geride kalmış; hikayesinin ise pek de beğenildiğini söyleyemeyiz. Kişisel yorumlarımızı daha fazla uzatmadan Zombi’nin PC inceleme yazısını sizlerle buluşturalım. Yapımın hikayesi aslına bakarsak çok ilgi çekici özelliklere sahip değil. Zombiler ve hayatta kalma teması modern oyunların en popüler içeriklerinden biri haline geldi. Artık ana hikayesi zombi olmayan oyunların bile mutlaka bir zombi modu bulunuyor. Çünkü Zombi klasik hayatta kalma-FPS kalıplarını kırıp oynanabilirlik konusunda yeni açılımlar sunuyor. Her zamanki kontrol alışkanlıklarını ve beklentilerinizi bir kenara bırakıp Zombi’nin size sunduğu ilginç yorumlara kapılabilirsiniz. Öncelikle Zombi’nin bir FPS olduğunu belirtelim ama bu elinize ne bulduysanız geçirip düşmana saldırdığınız bir deneyim değil. Ateşli silahlara o kadar az başvuruyorsunuz ki bir yerden sonra kafanızı çok nadir çıkarabiliyorsunuz dışarıya. Zombi kesinlikle bir ödül-ceza sistemi olan oyunlardan değil. Kesinlikle son derece acımasız bir hayatta kalma savaşı bu. Tek bir zombi ısırığı sonunuz oluyor. Ve tekrar kaldığınız yerden oyuna başlamıyorsunuz. Hayır, yanlış duymadınız: Karakteriniz öldüğü anda o karakteriniz sonsuza kadar ölmüş oluyor. Başka bir karakterle hikayeyi devam ettirmeye çalışıyorsunuz. Kulağa zor ve ilginç geliyor değil mi? Kesinlikle öyle!

Oyun dinamikleri açısından bu daha önce yaşadığınız FPS deneyimlerine kesinlikle benzemiyor. Oyunda canlandırdığınız karakterlerin vücut hareketleri bile normal bir FPS deneyiminden son derece farklı. Daha önce de belirttiğimiz gibi Zombi katıksız bir hayatta kalma oyunu. Elinizdeki ekipmanlarınızı olabildiğince verimli şekilde kullanarak mümkün olduğu kadar uzun süre hayatta kalmaya çalışıyorsunuz. Dolayısıyla, mümkün olduğunca düşmanlardan kaçmanız ve saklanarak ilerlemeniz gerekiyor. Oyunu olabildiğince yavaş oynamalısınız. Tek bir ısırık sonunuz oluyor ve o ana kadar topladığınız altın değerindeki tüm eşyalarınız elinizden uçuyor. Oyun Londra’da geçiyor ve oyunun tüm atmosferi şehrin post-apokaliptik halini son derece yoğun yansıtıyor. Bomboş sokaklar, alacakaranlık bir gökyüzü, uzaktan gelen iniltiler, darmadağın olmuş araçlar ve boş binalar, özellikle renk tonunun da seçimiyle klasik zombi filmlerinden aşağıda kalmayan muhteşem bir atmosfer sunuyor bizlere. Londra, kesinlikle bir korku oyunu için olabilecek en iyi atmosferi yaratıyor. Oyuna başladığınızda ne yapacağınız, nereye gideceğiniz çok belli değil. Bir şekilde yolunuzu bulmanız gerekiyor. Hikayenin hemen başında gizemli bir ses sizi yönlendirmeye başlıyor.

Oyunun bir diğer güçlü yanı da sizi son derece savunmasız bırakması. Kendinizi Rambo gibi hissetmediğiniz için elinize geçen tüm silahları son derece idareli kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Zaten karşınıza çıkan zombi kalabalıklarıyla savaşmayı unutun. Ya kaçacaksınız ya da onlardan kaçmak için kendinize alanlar yaratacaksınız. Silahların işe yaramadığı durumlarda bu kez etrafta silah olarak kullanılabilecek şeyleri aramaya başlıyorsunuz. Örneğin sokaklarda patlatılabilecek yangın tüpleri ya da variller gibi unsurlar bulunuyor. Bunları kesinlikle gözden kaçırmamalısınız. Özellikle kalabalık grupları bu noktalara toplayabilirseniz tek bir kurşunla beş ya da altı tanesini haklayabilirsiniz. Bu tip taktik kullanımlar için işaret fişeklerini kullanabiliyorsunuz. Elbette bunların da sayısı oldukça sınırlı. Bazen yolunuzu tıkayan bir ya da birkaç zombinin dikkatini dağıtmak ya da onları belli bir noktaya toplamak istiyorsanız işaret fişeklerini kullanabiliyorsunuz. Daha önce de söylediğimiz gibi: Bu oyun ağırlıklı olarak hayatta kalmak üzerine kurulu ve mümkün olduğu kadar zombilerden kaçmaya çalışmalısınız. Onlarla karşılaştığınız anda ya kendinize bir kaçış rotası arayın ya da onlara teslim olun. Tek bir ısırık aldığınız anda sağlığınız ne olursa olsun “Game Over” ibaresini görecek ve oyuna yepyeni bir karakterle baştan başlayacaksınız.

Oynanış süresiyle birlikte, detaylı hikaye işleyişi türe yeni bakış açıları sunması ve duyularımızı farklı şekillerde oyuna işlemesi sebebiyle de aslında oldukça başarılı bir yapım olan Zombi kesinlikle denemeniz gereken bir oyun olmuş.