-->
Wolfenstein, hali hazırda multiplayer barındırmaması ve uzun soluklu bir hikaye modu sunmasıyla diğer FPS oyunlarından ayrılıyor. Ama onu diğerlerinden ayıran sadece bu detaylar değil. Eski FPS’lerin havasını yaşatmaya çalışan Wolfenstein, oynanış kısmına da bunu oldukça başarılı yedirmiş. Sürüsüne bereket düşmana elinizdeki silahlar ölüm kusuyorsunuz. Hala tek derdi Nazileri öldürmek ve hala oldukça dan dun bir […]
Wolfenstein, hali hazırda multiplayer barındırmaması ve uzun soluklu bir hikaye modu sunmasıyla diğer FPS oyunlarından ayrılıyor. Ama onu diğerlerinden ayıran sadece bu detaylar değil. Eski FPS’lerin havasını yaşatmaya çalışan Wolfenstein, oynanış kısmına da bunu oldukça başarılı yedirmiş. Sürüsüne bereket düşmana elinizdeki silahlar ölüm kusuyorsunuz. Hala tek derdi Nazileri öldürmek ve hala oldukça dan dun bir adam. Artık içerisinden geçtiği kapılar öyle basit yapılar değil ancak onun için fark etmiyor, o hala tekmeleyerek açıyor hepsini. Veya alarm sistemleri olmasına rağmen onun umurunda değil, mermi kusarak ve mümkün olan en yüksek sesi çıkararak yolunda ilerliyor. 1992 yılında yaratılmış bir karakter, bu sayede 2014 yılı oyununda eğreti durmuyor. Etraf günümüze uygun, yapılar günümüze uygun ama karakter geçmişten kalma. Bu da Wolfenstein’ın tam olarak barındırması gereken yapıyı sağlıyor. Eski ile yeninin lezzetli karışımı…
Bu karışım sadece karakterle sağlanmıyor üstelik. Yazının başında oyun içeriğinde verilen kararların da bu konuda faydalı olduğunu söylemiştik. Bildiğiniz üzere günümüz FPS oyunlarında kullanılan çok temel mekanikler vardır. Bunlardan birincisi yaralandığımızda zamanla iyileşen karakterler tabii ki. Artık her mermi yediğimizde veya saldırıya uğradığımızda bir köşeye saklanarak tam sağlıkla yolumuza devam ettiğimiz oyunlar oynuyoruz her yerde. Ancak geçmişte bu durum böyle değildi. Eskiden yönettiğimiz karakterin 100 enerjisi olurdu ve yaralandıkça bu sayı düşerdi. Eğer sağlık paketi bulabilirsek enerjimizi yenilerdik, bulamaz isek Tahtalıköyü boylardık. İşte Wolfenstein: The New Order, köklerinde sahip olduğu bu özelliği geri getiriyor.
Oyunun grafiklerine gelecek olursal grafiklerden anlayışınız yakından bakıldığında kaplamaların çirkin görünmesiyse evet grafikler kötü. Ama genel çerçevede gerek ışıklandırma gerekse de özenilen detaylar olsun benim için grafikler leziz ötesi. Hele bir sanat yönetimi var oyunda…
Özellikle kapalı mekanlara verilen detaylar, beni benden aldı diyebilirim. Buralarda bir yerde bir resim göreceksiniz, o resme bakılınca anlaşılıyor ki grafiksel bütünlük olarak bence güzel bir iş çıkartıyor oyun.
Bir shooter oyununda ne arar insan? Güzel silahlar, tek düze olmayan bir harita ve tabii ki sizi zorlayacak bir yapay zeka. Ben sondan almak istiyorum, yapay zeka dediğimiz şey ne yazık ki pek yok. Genelde Nazi askerleri siper alıp öyle ateş ederken, bazen koşarak üzerinize geliyorlar, tam dibinizde ateş etmeye hazırlanırken kafalarına mermiyi yiyorlar. Bu baya anlamsız bir durum, çünkü dibinize geldiklerinde zaman zaman tüfeği suratınıza bile indiremiyorlar.
Evet, yazı boyunca oyunu hem övdüm hem eksiklerini yazdım. Oyun aslında bazı ufak tefek şeyler haricinde id Software ismine yakışır seviyede bir çizgi çiziyor. Wolfenstein FPS tutkunlarının zaten alıp oynayacakları bir oyun. En azından geçmişe saygı için…
Son yılların en iyi bilim kurgu- aksiyon filmlerinden, 6 Oscar Ödüllü, küresel hit “Mad Max: Fury Road”
Sony, PlayStation Store’da Mart 2024 ayında en çok indirilen oyunları resmen açıkladı!
Uzun zamandır beklenen bilimkurgu temalı açık dünya aksiyon RPG’si Star Citizen’ın PC sistem gereksinimleri nihayet güncellendi!
NVIDIA’nın bulut oyun platformu GeForce Now (Game+), Nisan ayında 10 yeni oyunla kütüphanesini genişletmeye devam ediyor.