Hikaye Kaldığı Yerden Devam Ediyor…

Oyun severler hayatta kalma temalı oyunlar denildiğinde geçmişte bu türün zirve noktalarını belirlemiş bir çok oyun hatırlıyorlardı. Oyun dünyasında defalarca işlenmiş, muhteşem eserler ortaya konulmuş bir türdü. Ancak Naughty Dog çalışanları bir kez de bizim sazımızdan bu şarkıyı dinleyin demek istemiş olacaklar ki karşımıza The Last Of Us sanat eserini çıkardılar. Ne de iyi ettiler… Haliyle böyle bir oyuna gelen hikâye DLC’si de ayrı bir merak konusu oluyor.

The Last of Us: Left Behind’ın hikâyesi Ellie ve eski arkadaşı Riley etrafında geçiyor. Bir aydan biraz fazla bir süre önce bir anlaşmazlık nedeniyle araları bozulan ikilinin Riley’in askeri kampa tekrar dönmesi ve aralarındaki ilişkiyi düzeltme çabası ile beraber asıl oyundaki boşlukları dolduruyoruz. Bu iki senaryo arasındaki geçişler ufak sinematik dokunuşlar ile geçmekte.
 

 
Hikaye, hikaye anlatımı, karakterler ve diyaloglar Left Behind’daki en başarılı kısım. Alışveriş merkezine giden iki genç kız, kulağa ne kadar normal bir şeymiş gibi geliyor. Ve burada sahneye bir kez daha Naughty Dog çıkıyor bütün bu düşüncelerimizi çürütüyor. Bir hayatta kalma ve kıyamet sonrası konusu bu kadar gerçekçi işlenebilir diyorum kendi kendime.  Riley ile arasındaki yaşananlar insanın kalbine dokunur cinsten. Hikâye o kadar içine alıyor ki bizi Ellie‘nin yaşamış olduğu sevince hüznüne ortaklık ediyoruz. Left Behind asıl oyunun hüzünlü yanı desek yanlış olmaz diye düşünüyorum. Riley ile olan sahnelerde nasıl eğleniyor ve duygusallaşıyorsak. Ana senaryodaki hikaye’ye geçtiğimizde bir o kadar zalim ve acımasız olup Clicker’ların canına ot tıkıyoruz.
 

 
Dövüş kısımlarında oldukça güzel sahnelere şahit olacaksınız. Bu güzel sahneler Clicker’lar ve insanların kapışmasıyla ortaya çıkıyor. Düşünün ki büyük bir odanın tepesindesiniz. Bir tarafta Clicker’lar bir tarafta da insanlar var. İnsanların yaratıklardan haberi var. Eğer olaya müdahale etmez ve izlerseniz büyük ihtimalle Clicker’ları temizleyecekler. Fakat izlemekle yetinmeyip ufak bir şişe veya tuğlayla olayı karıştırırsanız olayın akışına müdahale ederek sonucun Clicker’lar lehine sonuçlanmasına sebep olabilirsiniz.

Oynanış ile ilgili olarak The Last of Us kıyasla herhangi bir değişikliğin olduğunu söylemek çok zor sadece yapay zekâ konusunda Left Behind skalayı bir tık yukarı çıkartmış diyebiliriz.
 

 
Gelelim Left Behind’ın eleştireceğim tek noktasına yani beni rahatsız eden tek Kısıma yani oynanış süresine Left Behind aşağı yukarı iki saatlik bir oynanış deneyimi sunuyor bizlere ve sürenin nasıl geçtiğini gerçekten anlamıyorsunuz. Ancak bence bu Left Behind’ı almanıza engel bir durum değil diye düşünüyorum yaşattığı oyun deneyimi ile parasının hakkını sonuna kardar verdiği söyleyebilirim.

Sanırım güzel şeylerin başına gelen hazin son incelemenin de başına geliyor ve son sözlere geçiyorum. Bu sefer çok uzun tutmak istemiyorum. Zaten söyleneceklerden ziyade yaşanacaklarla ifade edilebilecek bir yapım The Last Of Us Left Behind, bu deneyimi bütün oyun severlerin tatması gerektiğini düşünüyorum.

Not: Dlc ‘nin çalışması için oyunun orijinal cd’sine ihtiyaç duyduğunu belirtmek isterim.