Çatışma anları kuşkusuz yapımın heyecan katsayısının zirve yaptığı anlar. Bu durumda sıra tabanlı ve yavaşlatılmış oynanış sekansları devreye giriyor. Her ne kadar bu anlarda yeterli düşünme süreniz var gibi görünse de tercih edebileceğiniz saldırı, savunma, imha, saklanma kombinasyonlarının çokluğu nedeniyle ilk başlarda biraz bocalayabilirsiniz. Üstüne üstlük bir de kontrol ettiğiniz ekip arkadaşlarınızın farklı özellikleri ve yetenekleri eklenince adeta kombinasyon bombardımanına kapılabilirsiniz. Bu aşamada kolaylaştırılmış kontrol menüleri imdadınıza yetişiyor.

Uzaylı dostlarımız ile giriştiğimiz her mücadele sonucunda bir takım kazanımlarımız oluyor bunlar öncelikle deneyim ve gelişim puanları oluyor. Ayrıca oyun içinde oldukça öneme haiz olan teknolojik gelişim konusunda da yine uzaylı dostlarımızın bizden ileri olan teknolojileri üzerinde yaptığımız araştırmalar etkili oluyor. Bu da oyun içinde etkisini yeni silah ve ekipmanlar geliştirmek olarak gösteriyor.
 

 
The Bureau teknik olarak ortalamanın üstü özelliklere sahip olsa da muhteşem bir deneyim sunamıyor. Ancak oyunun görsel yönleri kesinlikle göze hoş görünüyor. Bazı ufak tefek sorunlar bulunsa da özellikle böylesine ilginç bir hikayenin -nostaljik bir dönem dizisinin bilim kurgu öğeleri ile birleştirilmesi fikri- görsel detaylarla güzel süslendiğini belirtmeliyim. Özellikle karakter modellemeleri ve mekan tasarımları gayet başarılı. Aynı zamanda işitsel öğeler bakımından da vasatın üstü bir durum söz konusu.
 

 
Sonuca gelirsek The Bureau adeta yapılmayanı deneme fikri ile yola çıkmanın risklerini üzerinde taşıyor ancak bu risklerle başarılı bir şekilde mücadele ediyor ve görünen o ki tahminlerin üzerinde bir başarıya imza atıyor. Özellikle ilgi çekici oynanış sistemi kendisine bağlamayı başarıyor. Serinin hayranlarının mutlaka denemesini tavsiye ederim.