Sıcak Savaşın Soğuk Günleri….

İnsanlık tarihi boyunca pek çok kanlı savaş olmuştur. Ancak hiç biri yarattığı etki bakımından İkinci Dünya Savaşı kadar yıkıcı olmamıştır. Nazi Almanyasının neredeyse tüm Avrupayı yıkıp geçmesi, oradan Rus topraklarına doğru var gücü ile ilerlemesi sonucunda Amerikanın olaya müdahil olmasına neden olan yıkım, insanlığın gördüğü en büyük felaketlerden biri olan atom bombalarının tarihe kara leke olarak düşmesi ile son bulmuştu. Tarihin bu kanlı dönemleri ile ilgili olarak onlarca yayın, film, roman, belgesel ve nihayetinde oyun yapılmış olsa da hiç biri yaşananları yaşayanların hisleriyle anlatamamıştır herhalde. Nitekim Company Of Heroes serisinin ikinci oyunu da bu konuyu ele alan yapımlardan birisi. Ancak hikaye olarak farklı bir açıya odaklanıyor ve bu büyük savaşın Rus topraklarındaki yansımasını dönemin önemli bir figürünün gözünden aktarıyor.
 

 
Company Of Heroes 2 (CoH2) senaryo modunda bizlere eski bir Rus subayı olan Isakovic’in yaşadıkları anlatılıyor. Kendisi anılarını okumaya başlıyor ve bizler de olayların içine çekiliyoruz. Ancak bu öylesine güçlü bir çekim gücü ki etkisinden kurtulmanız imkansız. Çünkü gözlerinize inanamayacağınız bir görsel şov sizleri bekliyor. Tamam sonuçta CoH2 bir strateji oyunu ve bu türün müdavimleri için grafiksel kalite her zaman arka planda olmuştur ancak emin olun ki bu sefer görsel kalite bir strateji oyununun en baskın unsurunu oluşturuyor. Relic Entertainment öylesine muazzam bir görsellik sunmak için yola çıkmış ki, oyunun ilk giriş videosundan sonra aynı detayla oyuna giriş yapıldığını gördüğümde ağzım açık kaldı. Böylesine iddialı bir görselliği strateji türünde görüyor olmak oldukça umut verici.

Görsellik ile ilgili tüm detaylar bir paragrafa sığacak cinsten değil. Çünkü sadece gördüğünüz değil yakından görmeniz gereken de bir çok ince detay söz konusu. Öncelikle inanılmaz etkileşimli bir çevre sizlere sunulmuş. Sonuçta dünyanın en kanlı ve en yıkıcı savaşı oyunun ana konusunu oluşturuyor ve yıkılan, yakılan, parçalanan her şey oyunda aynen kurgulanmış, buna buzlu su birikintileri de dahil. Oyunda kullanılan TrueSight ve ColdTech adındaki teknolojiler görselliğin temelini oluşturuyor. Ancak asıl canavar Essence 3.0 grafik motoru. Tüm bu görsel teknoloji oyunda kendini bir hayli başarılı bir şekilde hissettiriyor. Askerleriniz belli bir mesafeye kadar görüş açısına sahip, ayrıca çevresel faktörler hiç olmadığı kadar oynanışa etki ediyor. Örneğin aşırı karlı haritalarda askerleriniz sadece düşmanlarla değil soğuk hava şartları ile de mücadele etmek zorunda kalıyor. Ateş kaynaklarına bir an evvel yetiştiremezseniz donarak ölüyorlar. Aynı zamanda donmuş su birikintilerinden geçirdiğiniz askerleriniz kurulan bir tuzakla parçalanan buzlu suyu boylayabiliyor.
 

 
Her ne kadar İkinci Dünya Savaşının belli bir bölümüne odaklanmış bir senaryo söz konusu olsa da oynanış açısından oldukça akıcı ve heyecan verici bir kurguya sahip. Klişe gelen hikaye, oynanışın yüksek heyecanı ile dengeleniyor. Zaten oyunun en iddialı olduğu bölüm görselliğin yanı sıra çoklu oyuncu modları. Çünkü senaryo modunda yapay zekanın saçmaladığı pek çok an mevcut. Bu nedenle dostlarınızla kapışmak, senaryo modundan çok daha ilgi çekici oluyor. Ancak bu noktada oyunun kısıtlı haritaları biraz moral bozmuyor değil.