Resdent Evil 6 oynanış dinamikleri açısından içinde birçok devrimsel yenilik barındırıyor. Ama takdir edersiniz ki her devrim iyi sonuçlar doğurmayabiliyor. Üzülerek söylemeliyim ki bu deneyimde hayal kırıklığı yaşatıyor. Öncelikle daha oyuna başladığımız ilk anda bize merhaba diyen ve oyunun son anına kadar yakamızı bırakmayan quick time event zorlamasından bahsedelim. Capcom’un zorlama olarak bizlere sunduğu ve biraz değil bayağı suyunu çıkardığı, hatta çoğu zaman yersiz ve anlamsız olan bir quick time event sistemi ile karşı karşıyayız. Bu sistem kendi içinde tutarlı olsa ve dozunda kullanılsa çok başarılı olabilirmiş. Ancak olmamış. Hatta çoğu anda oyunun adrenalini düşürecek şekilde zorlama olması da cabası olmuş.

Oyunun PC versiyonu konsollara nazaran özellikle görsel olarak büyük farklılıklar yaratsa da aynı zamanda oynanış açısından da gözle görülür değişiklikler barındırıyor. Tabi oynanışsal farklılık görsellikte olduğu kadar pozitif olmuyor. Tahmin edeceğiniz gibi oyunun PC versiyonu oynanış olarak daha zor ve sıkıntılı olmuş. Zorluk elbette karakter kontrolleri ve kamera açısından kaynaklansa da sıkıntılar ise oyunun tuş kombinasyonlarında kendini daha çok gösteriyor. Oynanış olarak oldukça hızlı bir yapıya sahip olduğumuz için tuş ve kamera sorunları canınız sıkabilir.
 

 
Bildiğiniz gibi daha önceki oyunlarda karakterlerimizin hareket kabiliyetleri arttırılmıştı. Yani zombilerden kıvrak hareketlerle sıyrılabiliyorduk. Resident Evil 6’da ise resmen akıyoruz. Kahramanlarımız birçok farklı dövüş teknikleri ile zombileri hem alt edebiliyor hem de yeri geldiğinde kaçmayı başarabiliyor. Bu hareketler bütününe Finishing Moves denilen öldürücü son darbeler de eklenildiğinde kendimizi bir Hollywood filminde hissediyoruz. Yakın dövüş sistemi hiçbir Resident Evil oyununda olmadığı kadar etkili kullanılmış. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki her karakterin belli bir yorulma sınırı var. Aşırı derecede yakın dövüşe girerseniz belli bir müddet sonra yorgun düşebilirsiniz.

Oyundaki kahraman sayısının fazlalığı kadar zomilerimizin çeşitliliği de had safhada. Daha önce gün yüzü görmemiş tiplerde zombilerle karşılaştığımızda aklımıza ilk gelen şey oyunu tasarlayan şahısın çocukluğuna inme fikriydi. Bu nasıl bir hayal dünyası denilecek türde yaratıklarla tanışıyorsunuz. Bunda oyunun hikayesinde önemli bir yere sahip olan C virüsünün etkisi yadsınamaz. C virüsü nedeniyle bazı zombiler aşırı yetenekli bir hale gelmiş. Öyle ki özellikle Chris bölümlerinde envayi çeşit silahı usta bir nişancı edasıyla kullanabilen zombiler gördüm. Silah kullanmada bu kadar zeki olan bu melun yaratıklar iş yapay zekaya geldiğinde burunlarının ucunu göremez hale geliyorlar. Bazen diplerine girmenize rağmen size hiçbir tepki vermiyorlar. Ta ki siz ateş edene kadar. Tabi bunda oyunun çizgisel ilerleyişe sahip olmasının da etkisi var.

 

 
Resident Evil oyunlarının vaz geçilmezi olan bitki ile iyileşme kurgusu yeni oyunumuzda da aynen devam ediyor. Oyun boyunca bulacağınız farklı renkteki bitkileri kombin ederek etkilerini arttırabiliyorsunuz. Ayrıca ilk kez yetenek sistemi Resident Evil dünyasına adım atıyor. Oyun boyunca topladığınız puanlar ile yeteneklerinizi geliştirebiliyorsunuz. Bu yetenekler daha iyi nişan almak gibi fiziksel olabileceği gibi silahınızın üzerindeki ekipmanları geliştirebilmek şeklinde de olabiliyor.

Hiç şüphe yok ki herkesin hem fikir olduğu konu Resident Evil 6′nın grafiksel olarak serinin en iyi oyunu olduğudur. Gerçekten de Capcom bu konuya çok önem vermiş. Zombi tasarımlarındaki büyük emek, çatışma ve patlama anlarındaki efektler, özellikle Leon senaryosundaki gölge oyunları kesinlikle çok başarılı olmuş. Ancak aynı başarıyı kamera açısının etkili kullanımında görmek çok zor. Aksiyonun zirve yaptığı durumlarda dibimize kadar giren zombilere karşı yakın dövüşe girişecekken kamera açısının sapıtması saç baş yoldurabiliyor. Bunun yanı sıra oyunda yer alan birçok bug komik anların yaşanmasına neden oluyor. Yine de özellikle atmosferin başarı ile hissettirilmesi, ana karakterlerin mükemmele yakın tasarlanması göze alınınca oyun tam bir şölene dönüşüyor.