Oyunun grafiklerine değinmek gerekirse, ilk başta Dubai’nin çöl teması bir anda Uncharted 3 anılarına götürdü beni. Bu kum fırtınalı ambiyans gayet başarılı. Yalnız yer yer dış mekanda gerçekçilikten uzaklaşılmış. Sanki kum zeminde değil de asfaltta ilerliyormuşsunuz hissi oluşuyor. Ayrıca ufuk derinliğinin kısıtlı olması hoş olmamış. Yıkık virane Dubai teması iyi oluşturulsa da çevresel derinlik daha gerçekçi olabilirdi. İç mekanlara gelindiğinde ise grafiksel detaylar daha göze hoş geliyor. Özellikle karakter modellemeleri gayet başarılı. Kapalı mekanlardaki ışık oyunları iyi düşünülmüş.
 

 
Tüm oyun boyunca arka planda değişen müzikler mekanlar ile çok uyumlu ilerliyor. Bu durum yapımın işitsel detaylarını ön plana çıkarıyor. Ayrıca seslendirmeler ve diyaloglardaki kalite de daha ilk girişte kendini hissettiriyor. Tek düzelikten uzak diyalog sistemi yer yer kendini mizaha bırakıyor. Bu durum oyunun ambiyansını olumlu etkiliyor. Yeri geldiğinde ise takım arkadaşlarınızın birbiri ile hararetli tartışmalara girdiğine şahit oluyorsunuz. Bu durumlarda ekibi kendine getirmek ise size düşüyor. Verdiğiniz direktiflerdeki tonlamalar da gayet gerçekçi.
 

 
Genel olarak bakıldığında özellikle hikaye ve kurgu bakımından sıradanlıktan uzaklaşan ve farkını en başta hissettiren bir yapım olarak göze çarpıyor Spec Ops The Line. Senaryo modunun sahip olduğu ilginç hikayesinin yanı sıra çoklu oyuncu modunun zenginliği ve başarılı oynanış dinamikleri ile bu kısır yaz günlerinde oldukça keyifli dakikalar geçireceğiniz bir yapım olmuş SOTL. Dubai’ye tatile gidemeyen bizler için Dubai’yi birbirine katan nedeni araştırmak kulağa hoş geliyor…