Öncelikle tarafınızı seçiyorsunuz. Klasik Ice Age ekibinden mi olacaksınız yoksa korsan çetesinin bir üyesi mi olacaksınız. Seçim size bırakılmış. Ben tabi ki Başını Manny’nin çektiği ekibi tercih ettim. Oyunda toplamda on farklı müsabaka yer alıyor. Bunlardan bazıları buz üstünde kayarak bitiş çizgisine belli bir sürenin altında ulaşmak, bazıları meşe palamutları ile belli hedefleri vurmak, bazıları Diego ile hızlı bir şekilde buz kalıplarını kırıp finale ulaşmak türünde yarışmalar. Her yarışmada parkur içine serpiştirilmiş meşe palamutlarını toplayabiliyorsunuz. Bunlar bazı yarışmalarda ekstra puan, bazı yarışmalarda ekstra zaman şeklinde etkide bulunuyor. Her müsabaka kazandığınızda korsanlara karşı bir üstünlük elde ediyorsunuz. Bu da size meyve sepeti olarak geri dönüyor. Amaç oyun sonunda en fazla meyve ganimetine sahip olmak.
 

 
Oyunun sunumunda ve her müsabakadan önce gösterilen sinematikler oldukça keyifli. Özellikle Sid’in büyükannesinin diyalogları muhteşem. Zaten filmde de büyükanneye hayran olmuştum. Oyunun grafikleri beklenilen seviyede. Görsel olarak göz tırmalayıcı bir negatifliğe rastlamadım. Kahramanların modellemeleri başarılı. Gerçi müsabakaların çoğunda karakterin modellemelerinden ziyade süreye ve yarışmaya odaklanıyorsunuz. Neredeyse her oyun zamana karşı çünkü. Oyunun çoğu müsabakası buzlu zeminde geçiyor. birkaç yarışmada renk paleti zenginleşiyor. Onun haricinde genelde buzul renkleri mevcut. Bu da bana Happy Feet oyununu hatırlattı.
 

 
Ses ve müziklere değinecek olursak, karakterlerin seslendirmeleri orjinale sadık kalınarak hazırlanmış. Müzikler ise oyunun genel havası ile gayet uyumlu. Sonuç olarak yeni Ice Age oyunu oldukça kısa hikaye modu haricinde keyifli bir oyun olmuş. Sinemadaki başarıyı her alana yansıtmayı başarabilen Ice Age serisi, hayran kitlesine hitap eden hoş bir tat bırakan yapım.