Küçük Olmanın, Büyük Avantajı…

Evolution Stüdyoları denilince aklımıza iki motor sporları oyunu geliyor. İlki herkesin beğenisini kazanmış olan WRC serisi, ikincisi ile 2006 yılından beri adeta Playstation 3 ile özdeşleşmiş olan Motorstorm serisi. Bu incelememizde Motorstorm serisinin 5. Oyunu olan ve Playstation 3 ve PS Vita platformları için geliştirilen MotorStrom RC ye yakından bakacağız. Serinin son oyununun getirmiş olduğu Büyük yeniliğe göz atacağız.

MotorStorm RC’nin sahip olduğu en önemli yenilik, yaşı biraz ilerlemiş oyun severlerin aşina olduğu uzaktan kumandalı araçların kontrol edildiği yarış sistemini bizlere MotorStorm dünyasında sunması diyebilirim. MotorStorm RC de daha önceki oyunlarda kullanılan Monument Valley, Pacific Rift, Arctic Edge ve Apocalypse parkurlarını tekrar göreceğiz. Ayrıca bu parkurların her birinde 4 ayrı parkur bulunuyor. Yani toplamda 16 parkurda tozu dumana katacağız. Ancak bunu bu sefer devasa araçlarla değil. Minik uzaktan kumandalı araçlar ile gerçekleştireceğiz.  Daha önce Re-volt, Micro Machine oyunları ile tanıştığımız ve oyun dünyasında devrim niteliğindeki bu oynanış sisteminin MotorStrom dünyasına entegre edilmesinin başarılı olup olmadığına bakalım.

Öncelikle ufak arabaların MotorStorm’un birbirinden etkileyici parkurlarına entegre edilmesi oldukça ilginç bir fikir. Ve oyunun ilk etkisi gerçekten başarılı. Oyunda 8 farklı araç klasmanı ve toplamda 24 araç bulunuyor. Bunlar daha önceki MotorStorm oyunlarından aşina olduğumuz araçların minyatür hali diyebilirim. Araç sınıfları; Supermini, Racing Trucks, Monster Trucks, Buggies, Rally Cars, Big Rigs, Muscle Cars ve Super Cars. Benim favorim her zaman olduğu gibi Rally Cars sınıfı araçlar olmuştur. Bu tercihimi MotorStorm RC de de aynen devam ettiriyorum. Özellikle oyunda yer alan Drift yarışlarında be tercih gayet yararlı oluyor.

Oyunun görünümü klasik kuşbakışı görünüm. Dört farklı açıya ayarlanabilen bu oynanış görünümü, oyunun dinamikleri ile harika uyum sağlıyor. Özellikle renkli yağmur ormanlarının yer aldığı parkurlarda etraf ile etkileşim ve dokuların canlılığı gayet tatminkar. Özellikle kalabalık yarışlarda yapılan en ufak kazanın ortalığı birbirine katması oyunun yarattığı karmaşa ve heyecan ortamını ikiye katlıyor. Ayrıca size yetişmek isteyen kalabalığı görüyor olmak adrenalin duygusunu da arttırıyor.