Harry Potter efsanesi ortalığı kasıp kavurduğu dönemlerde ben üniversitenin ilk yıllarındaydım. O dönemler Harry Potter demek bizden birkaç yaş büyükler için çocuk romanı, bizler için ise; gençlik döneminin geçiş hikâyesi niteliğindeydi. Hatta çok iyi hatırlarım bazı sınıf arkadaşlarım gizli gizli Harry Potter okur, son sınıftakilere görünmemeye çalışırlardı. Ama birbirimiz arasında muhalefet olanlara yaptığımız en hafif savunma ” Bir okusan nasıl bir fantastik evren olduğunu anlayacaksın” şeklinde olmaktaydı. Romanlar, ödüller derken Harry Potter efsanesi beyaz perde ile buluştuğu dönemlerde dijital oyun dünyası ile de tanışma vakti gelmişti. Tabi ki romanının yaşadığı kaderi yaşayıp bu seri de sadece belli bir kesime hitap eden yapımlar arasında yerini almıştı. Yıllarca kendimizi Harry’nin yerine koyup, onun sihirli değneğini salladığı gibi sallamayı, büyüler yapmayı, düşmanlardan hoplaya zıplaya kaçmayı, yeri geldiğinde uçmayı hayal etmiştik. O hayallerin gerçekleşmesi için çok beklememiz gerekmiş. Neyse ki o dönemlerde benimle birlikte Harry Potter okuyan dostlarımın yerine bu deneyimi tatma fırsatı Hogwarts Legacy ile bana nasip oldu…

Hogwarts Legacy’nin hikayesinde, beşinci sınıfta başlayan bir öğrenci karakteri yönetiyor ve Hogwarts’ta geçen birçok macera ve gizemi keşfediyoruz. Karakterimiz eski büyüleri kullanabilen az sayıdaki büyücülerden biri olduğunu keşfetmesiyle başlıyor ve hikayenin kötü karakteri olan kobold Ranrok’un hedefi haline geliyor. Ranrok, büyücülerin baskıcı muamelesinden kurtulmak isteyen asi bir kobold grubunun lideri ve karakterimizin özel yeteneklerini kullanarak eski büyülerin gücünü ele geçirmeye çalışıyor. Hikayede üç karakterle yakınlaşacak ve geçmişleri hakkında daha fazla bilgi edineceksiniz. Netti, Uganda’da bir büyücüdür ve babasını kaybetmiştir, onun katilini aramaktadır. Poppy tuhaf ve ilginç maceraların peşindedir, Sebastian ise lanetlenen kız kardeşini iyileştirmek için her şeyi yapar. Hikaye, Harry Potter evreninde geçen bir macera arayan hayranlar için mükemmel bir seçenek sunuyor ve büyücülük dünyasına adım atmak isteyen herkes için oldukça keyifli bir deneyim vaat ediyor.

Oyunun dünyası canlı ve sürekli değişen bir dünyaya sahip,  sanat tasarım ekibinin harikalar yarattığını görebiliyorsunuz. Şu net bir şekilde söyleyebilirim ki, Hogwarts Legacy, dokuzuncu nesilde piyasaya sürülen tüm oyunlar arasında en iyi sanat tasarımına sahip. Oyunda rastgele veya kopya edilmiş bir bölüm bulamazsınız. Şimdiye kadar görmediğimiz en detaylı ve ayrıntılı Harry Potter oyunu ile karşı karşıyayız. Gizli noktalar ve sayısız bulmacayı keşfetmek oldukça keyifli olduğunu söyleyebilirim. Oyun, Unreal Engine grafik motoru kullanılarak geliştirildi ve teknik olarak muhteşem ve sanatsal olarak şaheser bir oyun. Bununla birlikte, zaman zaman yaşanan teknik sıkıntılar can sıkıcı olabilir ve yapımcıların farklı yamalarla durumu iyileştirmesi gerekiyor. Oyunda çoğu durumda performans modunda bile frame düşmesi yaşanıyor. Bu sorun üç kez oyundan atılmalara neden oldu ve birkaç kez de 10 fps’nin altına düştü, bu durum genel olarak yoğun sahnelerde daha belirgin hale geliyor.

Yapımcılar, bu oyunun Harry Potter dünyasındaki en büyük oyun olacağına dair söz vermişlerdi ve bu nedenle beklentileri oldukça yükselttiler. İtiraf etmek gerekiyor ki, oyun, hayranların yıllardır hayalini kurdukları her şeyi gerçekleştirdi ve hatta beklentilerin ötesine geçti. Okula girdiğiniz andan itibaren Sihirli Şapka, cevaplarınıza göre grubunuzu belirleyen sorular soruyor. Her grup, kendi benzersiz mimarisine sahipt ve onlar için ne kadar iince işçilik yapıldığını görmek oldukça keyifli. Gryffindor’un özel odası Quidditch kupalarıyla süslenmiş ve biraz dar, diğer tarafta Slytherin odası büyük ve klasik müzik çalınıyor. Görevler, tek bir özellik dışında tüm gruplar için sabittir.  Ayrıca, her grubun asıl izini bulması da özel ödüller arasındadır ve bu görev, okulda yoğun araştırmalar gerektiriyor.

Oyun boyunca yapacak çok sayıda göreviniz var ve bu nedenle oyunda tekrara çok düşmüyor. Merlin’in bulmacaları, Demiguise heykelleri toplama, süpürgeyle uçma yarışmasına katılma, vahşi hayvanları sürmek ve sihir derslerine katılmak. Dersler çok önemli, çünkü yeni büyüler öğrenmenizi ve savaşlarda hatta bulmacalarda bile onları kullanmanızı sağlıyor. Örneğin Depulso, nesneleri vurmak ve düşmanları geriye doğru fırlatmak hatta onları duvara çarpmak için kullanıyorsunuz. Oyun size kendi kombonuzu oluşturma özgürlüğü veriyor ve istediğiniz gibi savaşabiliyorsunuz. Savaşın keyfinin son saniyeye kadar hissediyorsunuz. Benim gibi büyü yapmayı seviyorsanız, Hogwarts Legacy sizi hayal kırıklığına uğratmayacak. Oyunda Imperio, Crucio ve tabii ki Avada Kedavra büyüleri var, onlardan faydalanabilirsiniz. Eğer Harry Potter kitaplarını okumayı seviyorsanız, ihtiyaç odası ve tabii ki özelleştirilebilir bir karakter yaratma seçeneği sizi bekliyor.

Karakter yaratma özelliği sayesinde, oyuncular kendi Hogwarts öğrencilerinizi yaratabilirsiniz. Yaratıcılıklarınıza ve tercihlerinize bağlı olarak, karakterlerinizi farklı evlere yerleştirebilir, farklı büyüler öğrenebilir ve farklı maceralara atılabilirsiniz. Oyunun ses ve müzikleri açısından iyi iş çıkartılmış. Harry Potter filmlerindeki müziklere benzer şekilde büyüleyici ve duygusal. Müzikler, oyunun atmosferine ve oyuncuların duygusal deneyimine katkıda bulunuyor. Tüm yönleri ile değerlendirildiğinde Hogwarts Legacy serinin hayranları açısından bulunmaz bir deneyim sunuyor. Büyücülük okulu macerasını en yakından takip ediyorsunuz hatta takip etmek bir yana onlar kadar efor sarf ediyorsunuz. Hogwarts Legacy olağanüstü sanat yönetimi, çekici hikaye anlatımı ve keyifli oynanışı ile tüm oyun severlerin şans vermesi gereken bir oyun olmuş.