-->
Gotham Knights inceleme (PS5,XSX)

Gotham’a bir atom bombası düşmeli ki o şehir temizlensin…

21.10.2022 | ulasufuk

Herkes her şeyi sevmek zorunda değil elbette. Mesela drama seversiniz, aksiyon sevmezsiniz. Sinemada da aksiyon filmlerine pek uğramazsınız, olur biter. Gazete okursunuz, kitap okursunuz ama çizgi-romana el sürmezsiniz çünkü ilginizi çekmiyordur, çünkü bir türlü neresinden gireceğinizi bilememişsinizdir. Yepyeni yapımlar, diziler ortaya çıkar; hepsinin de başrolünde birileri vardır. Bunların bazılarını halk inanılmaz derecede benimser, bazılarının da yüzüne bakılmaz, unutulup giderler. Bazıları da arada kalır; bir grup çok sever, bir grupsa yavan bulur. Batman, bu grupların hiçbirine dahil değildir. Batman neden bu kadar sevilir, size onu da hemen özetleyeyim. Çoğu süper kahramanın aksine, bir geçmişi, bir hikayesi olan bir kahramandır. Basitçe algılanabilecek ama akıllıca kurgulanmış bir yaşamı vardır. Gizli kimliğini çok az kişi bilir, gizli kimliği çoğu zaman önemli bir kriter de değildir. Ve hepsinden önemlisi, Batman “bizden” biridir, normal bir insandır. Sadece kendini fiziksel olarak çok geliştirmiş ve bir detektif olduğu için de hep bir adım ileriyi gördüğünden başarılı olma oranı bize göre daha fazladır.

Elbette zenginliği sayesinde elde ettiği alet edevatı da unutmayalım. İçinde bulunduğu Gotham City ve o evren de süper güçlerle donatılmış süper kötülere ve süper kahramanlara pek fazla ev sahipliği yapmadığı için Batman yapımlarına kendimizi bıraktığımızda uzaydan bize ulaşan sesleri anlamaya çalışmaz, aslında olabilecek olan olayları Batman’in gözünden irdeleriz. Zaman zaman karanlık olan yapısıyla da bizi kendine çeken Batman, muhteşem kurgulanmış bir karakter ve bunun ötesinde, müthiş bir evrendir. Batman Arkham Asylum bizi detektif rolüne büründürmüş, Batman Arkham City ile de asıl Batman keyfini yaşamıştık. Rocksteady’nin yapımcı koltuğundan ayrıldığı Batman Arkham Origins ise kötü bir oyundu, sevmek için çok çaba sarf etmek gerekiyordu ve bunu da başaramadık. Rocksteady Arkham Knight ile Üçlemeye müthiş bir final yaparak tekrar gönüllerimizi fethetmeyi başarmıştı.

Gotham’a bence bir atom bombası düşmeli ki o şehir temizlensin. Özellikle Batman oyunlarında o kadar korkunç bir yer olarak resmediliyor ki orada yaşamak için ya suçlu olmak lazım ya karanlık büyücü ya da deli. Sözde New York’tan esinlenilmiş bir şehir olsa da New York’un kaosa sürüklenmiş halinden başkası değil. Yeni oyunumuzda bir başka Gotham kaosunun içindeyiz. Gotham Knights, Batman’in artık yaşamadığı bir dünyada geçiyor. Batman’in ölmeden önceki son anlarını gösteren yaklaşık on dakika uzunluğundaki oldukça etkileyici açılış sahnesi ile başlangıç yapıyor. Batman’in olmadığı bir Gotham City ise kötülere gün doğması anlamına geliyor. Böyle bir ortamda Court of Howl ile Batman’i yetiştiren Ra’s al Gul’un başında olduğu League of Shadows, Gotham City için planladıklarını hayata geçirmeye başlıyorlar.

Kötülüğün tekrardan kol gezmeye başladığı Gotham City sokaklarının koruyuculuğunu ise bu sefer Batman’in mirasını devralan Batgirl, Nightwing, Robin ve Red Hood’tan oluşan grup üstleniyor. Gotham’ı öncelikle haritası ve büyüklüğüyle ele alacağım. Gotham atmosferi en az Batman Arkham serileri kadar etkileyici görünüyor ve harita tam olarak tahmin ettiğim büyüklükte. Artık açık dünyalı oyunların bol bol piyasaya sürüldüğü dönemlerdeyiz bu nedenle büyüklüğünden ziyade içinin ne denli dolu olduğu önemli olan nokta. Özellikle de co-op deneyimi vaat eden bir oyunda benim için en önemli nokta burası. Şehrin büyük bir kısmı denizler tarafından birbiriyle bölündüğü için buralarda ulaşım yalnızca köprüler aracılığıyla gerçekleştirilebiliyor. Karakterlerimizin zıpkın tarzı seyahat teçhizatının yanı sıra zaman zaman pelerin ile süzülmek dışında şehirdeki tek ulaşım seçeneğimiz Batcycle yani motorumuz. Her karakter için farklı seyahat seçenekleri beklediğim için bu noktada biraz hayal kırıklığına uğrasam ve aradığım soft gezinti hissiyatını yakalayamamış olsam da oynadıkça alıştım ve diğer oyunlara göre nispeten ağır gezinti hissinin Gotham atmosferine daha oturaklı olduğu kanısına vardım.

Açık dünyadaki suç mahalli gibi yan içerikler bilgi sağlamanın ötesinde yeni kıyafetler, yakın ve uzak dövüş silahları gibi ekipmanların üretilmesini sağlayan tarifleri elde etmek için de kritik öneme sahip. Aynı şekilde bu ekipmanları üretmek için gerekli materyalleri de hem ana hikayede ilerleyerek, hem de yan görevler ve açık dünyadaki en basit yan içerikleri yaparak buluyoruz. Ekipmanların sahip olduğu can, savunma miktarı, hasar miktarı, kritik hasar oranı, elemantal saldırı tipi ve oranı, toplam güç gibi istatistikleri geliştirmek amacıyla gerekli olan modçipleri elde etmek için de açık dünyadaki bu türlü türlü suçlu görevlerini yapmak gerekli. Seviyesi düşük kalan modçiplerden dört tanesini birleştirerek de ortaya daha iyi olabilecek bir modçip çıkarabiliyoruz ancak bunun ne kadar iyi olacağı tamamen şansa bağlı. Öte yandan, yeni ekipmanlar üretmek sadece daha güçlü bir karakter oluşturmanın önünü açmakla kalmıyor, aynı zamanda oyunda her bir karakter için yer alan ve inanılmaz tasarımlara sahip yeni kostümler açılmasını da sağlıyor.

Oyunlarda bazı şeyleri özelleştirmeyi ayrı başlık açacak kadar çok seviyorum. Özellikle de bir süper kahraman oyunu oynuyorsak özelleştirmeyi ganimete yedirmek oldukça önemli. Bu noktada oyunu yakın zamanda çıkan Avengers ile kıyaslamak istiyorum çünkü oradaki ganimet sisteminin mantığını çözemediğim kadar büyük bir saçmalığı vardı. Gotham Knights da ise belli başlı çizgi roman ve animasyonlardan bildiğimiz kostüm seçeneklerinin yanı sıra craft’ladığınız veya bir şekilde kilidini açtığınız kostümleri kendi içlerinde de özelleştirebiliyorsunuz. Üstelik renklerini bile değiştirmek mümkün. Oyunu dinamik tutacak şeyleri sıralayacak olsak oynanış zenginliği veya hikâye işleyişi gibi etkenler başta gelecek olsa da konumuz bir süper kahraman oyunuysa benim için özelleştirme bu dinamik etkenler arasında önemli yer ediniyor. PS5 ve Xbox Series X te oynadığım oyunun atmosferiyle ilgili tek bir şey söyleyebilirim: Mükemmel. Karanlık tonlar, Gotham’ın tasarımı ve ışıklandırmalar o kadar iyi ki oyunun her karesi neredeyse “tablo yap, as” kalitesinde. WB Montreal bu alanda resmen sınır tanımamış.

Aynı konu grafiksel kalite için de geçerli. Kaplamalar iyi, Yakın çekimde, yağmur altında küçük damlaların bıraktığı izleri çok güzel görünüyor. O kadar detaylı düşünülmüş ki görsellik, bir daha bu kaliteyi ancak bir başka Batman oyununda görürüz gibi geliyor. Oyuna da takım çalışması da keşke daha fazla olsaydı dedirtti açıkçası. Gotham City’de olduğunuzu hissettiren en önemli şey oyunun senaryo görevleri ve çeşitli kötü karakterin hikayelerini konu alan büyük yan görevler. Harley Quinn, Mr. Freeze ve Clayface gibi Gotham’a kötülük saçmaya ant içmiş bu karakterlere ait yan senaryo görevleri, ana senaryo kadar kaliteli ara sahneler ve iyi yazılmış diyaloglara sahip. Birden fazla parçadan oluşan bu yan görevlerde her bir parçaya ulaşmak için açık dünyadaki sıkıcı meydan okuma görevlerini tekrarlamak gerekiyor. Bu tatsız işi tamamladıkça her bir aşamada bu kötü karakterlerle etkileşime girilebilen yan senaryo içerikleri açılıyor. Bu oynanış sekansları da aynı ana senaryoda olduğu gibi açık dünyada sınırları çizilmiş bir bölgede veya bina tarzı bazı yapıların içerisinde oldukça düz çizgide ilerliyor.

Yani aslında oyunun en heyecan uyandıran oynanış bölümlerini içeren ana senaryo ve yan senaryo görevleri açık dünyadaki gibi serbest bir oynanış döngüsü sunmuyor. Yapay zekânın yanı sıra dövüş sisteminden de bahsedeceğim. Zamanla yetenekleri açarak karakterlerimizin dövüş stillerini kendilerine özgü hâle getirebiliyor olsak da oyunun büyük bir kısmında tamamı ile temel komboları kullanan dört farklı karakterle oynuyoruz. Burada Warner Bros.’tan beklentim oyuncuya “Hmm bu akşamki devriyede gizlilik odaklı halledebileceğim görevler var, madem öyle Robin’le oynayayım.” gibi biraz daha strateji kurmamızı gerektiren durumlar yaşatması yönündeydi ama oyunun ilk yarısında böyle bir durum pek de mümkün olmuyor. Yetenekler açıp, “Momentum” yetenekleri adı verilen daha başlıca yeteneklerimizi de kullanmaya başladıkça karakterler yavaş yavaş olmaları gereken dövüş stillerine oturmaya başlıyor. Dört karakteri de farklı yeteneklerle deneyimledim ve her birinin oyunun ilerleyen süreçteki oynanış varyasyonları ve stilleriyle oyunun başındaki hâlleri arasında bariz bir fark var. Oyuncuya sağlanan gelişim hissinden kast ettiğim nokta da buydu. Son olarak Gotham Knights için “kesinlikle alınması gerekiyor!” da diyemiyorum. Özellikle Batman fanatikleri için iyi bir oyun olmuş ama daha iyisi de kesinlikle yapılabilirdi.


7

Artılar

  • Hikaye ve kurgu başarılı
  • Muhteşem atmosfer

Eksiler

  • Yeni nesilde 30 fps kilidi can sıkıyor
  • Teknik sorunlar bazen can sıkıyor