-->
Matchpoint – Tennis Championships İnceleme

Tenis dünyasına geri dönüyoruz…

16.08.2022 | ulasufuk

İtiraf ediyorum “hobilerim arasında, tenis oynamak” var demek için 3-5 sene önce bir yaz, huysuz adamın tekinden ders almıştım. Dört ay boyunca kortun yanında hocanın attığı toplara karşılık vermeye çalıştım ama o top toplama işi o kadar bezdirici ki, daha karşılıklı oynamaya başlayamadan tenis hayatımı sonlandırdım. Sonlandırmasan, şimdi nerelerdeydin değil mi Nevra? Olsun kendimi böyle avutabilirim yine de. Kendimi ifade edebilecek kadar biliyorum sonuçta.

Amerikan filmlerinde olduğu gibi, iş konuşmak için tenis oynamak gerekirse bir iki numaram var. İzleme konusunda da fena değilim, tüm maçları takip etmesem de önemli olanları izliyor, dünya sıralamasını da üç aşağı beş yukarı biliyorum. Amaaa, bakın tenis oyunu denilince üzerime yoktur. Nintendo Wii ilk çıktığında tenis oyunu sayesinde kol kası yapmıştım, o derece. PS3’te de oynadığım tenis oyunları vardı ama son zamanlarda ayrı düştük. Matchpoint – Tennis Championships bana verilince sevindim, ne zamandır oynamıyordum ve kim bilir nasıl gelişmeler olmuştur diye heveslenip oyuna başladım. Bir kere kapakta Federer, Kerber, Wawrinka’yı (dedim size tenisçileri tanıyorum diye) gördükten sonra insanın beklentileri de artıyor tabii.

Gerçek hayatta yapamadığım kariyeri burada yapabilirim diyerek karakterimi oluşturmaya başladım. Yaş, boy, vücut yapısı, solak olup olmadığı, backhand tarzı, servise hazırlanması ve servis şekli gibi özellikleri seçtim. Tenis denince tabii ki en önce aklımıza gelen şey çığlık ki o da unutulmamış. Hemen hızlı bir maçla başlıyoruz ama açıkçası bana eski tenis oyunlarından herhangi bir farkı yokmuş gibi geliyor başlangıçta, yok haksızlık etmeyeyim, yıllar geçti, illaki bir gelişme olmuştur diyorum ki ilk maç bitiyor. Bakıyorum bakıyorum, böyle eski bir görüntüsü var, hani bu oyunu bir yerde görmüş olsam, yeni bir oyun demem. Yarattığınız karakterle her ay maç yapabilir, tenis okulunda eğitime ağırlık verebilir ya da dinlenebilirsiniz. Maçlara katılmak paralı, o yüzden “tenis maçta öğrenilir” mottosunu uygulamayın lütfen, bir anda çulsuz kalabilirsiniz, eğitim ve dinlenmeye de önem verin.

Online seçeneği de var ama onun için bir süre beklememiz gerekiyormuş, “siz güzelce öğrenin ondan sonra kendinizi ortalara atın” demek istiyorlar herhalde. Exhbition seçeneği güzel, dilediğimiz tenisçiyle, istediğimiz kortta maç yapabilme şansımız var. Başta Federer’i almam dedim ama dayanamayıp rezil bir maç yaptım. Buradan kendisine üzüntülerimi iletiyorum. Oyunda biraz zaman geçirdiğimde servis ve vuruşlarda bir anomali olduğu dikkatimi çekti, sonra yabancı kaynakları da okudum. Evet yapay zeka biraz fazla müdahale ediyor gibi gelmiş onlara da, bu da oyunu o kontrol hissinden uzaklaştırıyor.

Oyuncular biraz fazla hızlı ve oynarken de o eski kötü tenis oyunlarının yarattığı “işe yaramama hissini” veriyor insana. Sanki ben kendimi yormasam da, o kızcağız orada öyle bir şekilde oynayacakmış gibi ya da tam tersi bazı anlarda “neden olmuyor, her şeyi doğru yapıyorum” saç baş yolması yaşatabiliyor. Oyunda bir olmamışlık, eksiklik baştan beri hep hissediliyor, maalesef. Ben niye o kadar para verdikten sonra oyunun hala “az sonra”larını beklemek zorundayım, anlamak mümkün değil. Patchlerle toparlanacağını umarak oyunu kapatıyorum.

Playstore’a Katkılarından Dolayı Teşekkür Ederiz.


6

Artılar

  • Animasyon başarılı
  • Stadyumlar başarılı aktarılmış.

Eksiler

  • Atmosfer sönük kalıyor
  • Kariyer modu sıkıcı