Hareket eden her şeyin üzerine mermi kustuğumuz çılgın oyun Borderlands ruhani spin off oyunu ile geri döndü. Tiny Tina ile ilk kez 2013 yılında Borderlands 2’de tanıştım. Onu DLC, Borderlands: Tiny Tina’s Assault on Dragon Keep’te deneyimlemiştim. Tiny Tina’s Wonderland tam olarak bir Borderlands oyunu değil, aslında diğer oyunların dünyasında geçen kurgusal bir masaüstü oyunu. Peki bu ayrımı yapmak neden önemli? Bu macera serinin geri kalanıyla aynı DNA’yı paylaşsa da, neredeyse hikaye açısından kendi başına ve diğerlerinin koyduğu kurallara uymuyor. Bunkers & Badas, uzayda gerçek masaüstü oyunu Dungeons & Dragons’un eşdeğeri olarak bilinir. Ancak gerçek hayattaki D&D’den farklı olarak, bir silahı, kesinlikle saçma yetenekleri ve onu normal fantezi RPG’lerinden ayıran en iyi başlangıç ​​sınıflarından bazıları var. Oyunun genel incelemesine bakmadan önceki borderlands oyunlarında neler olmuştu onları bir hatırlatmak isterim.

Uzun uzadıya tüm hikayeyi anlatmıştım. Ancak aradan geçen zamanda neler olduğunu unutmuş olabilirsiniz. O yazıyı ben yazmıştım fakat aradan geçen sürede hafızamı tazelemek için benim bile geriye dönmem gerekti. Oyunun çıkmasına yakın eski oyunları da şöyle ufaktan elden geçirdim. Çünkü bu oyunda bildiğimiz tüm karakterleri ve olayları bir arada göreceğimiz kaotik bir hikayeyle karşılaşıyoruz. Vaultların keşfi ve şirket savaşları Günümüzden çok çok uzak bir gelecekte, insanlık artık uzak galaksilere açılmış, yeni gezegenleri kolonize etmiştir. Bu dönemde söz sahibi olmaya başlayan mega şirketler de kolonize edilen gezegenler üzerinde hak talep etmeye başlar. Gezegenlerde yaşayan insanlara silah ve erzak yardımı yapmalarının arkasında başka planlar vardır. Çünkü çok kadim bir ırkın, yani Eridianlar’ın bıraktıkları hazinelerden haberdar olurlar. Bu süreç içerisinde bu bahsettiğim mega şirketler kendi aralarında anlaşmazlık yaşar. Sonucunda anlaşmazlıklar sıcak çatışmaya döner. Açıktan bu savaşın sürdürülemeyeceğini anladıklarında, paralı asker kıvamındaki kişileri tutarak amaçlarına hizmet etmelerini sağlarlar. Amaçlarıysa Eridian ırkının yaptığı gizemli vaultları açıp büyük hazinelere ulaşma hevesiydi.

Borderlands 1 ve 2 oyunlarını oynadıysanız bu vaultların ne gibi dehşetengizler barındırdığını biliyorsunuz. Özünde çok kuvvetli silahlar olan canavarların serbest kalmasıyla koloni gezegenlerinin, özellikle ilk iki oyunun geçtiği Pandora’nın çehresi değişir. Artık daha büyük bir olayın parçası haline gelmişizdir. Tüm vaultların barındırdığından daha korkunç bir silahı barındıran kadim bir vaulttan haberimiz olur. Galaksiye yayılmış vaultlar, bu büyük ve gizemli vaultun yerini işaret etmekte. İçindeki silaha sahip olan taraf galaksileri yok edebilecek bir güce de sahip olacak. Kötü emelli insanların eline geçmemesi adına envaı çeşit silahımızı alıp mücadelemize devam etmemiz gerekiyor. Tiny Tina’nın masasında acemi rolünü üstleniyor ve mevcut oyuncu grubuyla birlikte yepyeni bir karakterle onun macerasına dalıyorsunuz. Sadece Will Arnett gibi ünlü ünlüler tarafından ustaca seslendirilen değil, aynı zamanda piyasaya sürülmesi de çok eğlenceli olan bu harika yeni NPC kadrosu size eşlik edecek. İnanılmaz derecede komik şakalar, oyun boyunca sizi güldürmeyi başaracak.

Daha öncesinde Far Cry: New Dawn’da da benzer bir tema görmüştük ancak onlar iki boyutlu kalmıştı. Tiny Tina’s Wonderlands oyununa giriş yaptığınız andan itibaren hissedeceğiniz en büyük şeylerden biri, karakterlerin ne kadar ön plana çıktığı olacak. Yani, sadece Tiny Tina ve hikayedeki diğer önemli karakterleri kast etmiyorum; kendi karakterimizi detaylı bir şekilde oluşturabilmemiz, farklı karakter sınıflarını ve yeteneklerini kombine edebilmemiz, karakter değerlerini en ince ayrıntısına kadar yükseltebilmemiz ve daha fazlası bunları ortaya koyuyor. Sonucunda da “min-max” yapmayı seven oyuncular için adeta cennet gibi bir deneyim oluşturuluyor. Tabii yine de tüm bunları göz ardı edebilmek de mümkün. Herhangi bir Borderlands oyununda olduğu gibi Tiny Tina’s Wonderlands oyununda da karakterinizin gücünü belirleyen en büyük öge, silahınız. Yine de bu video oyununun içerisinde eğer isterseniz, çok daha farklı şekillerde karakterinizi geliştirebiliyorsunuz ve silahınızın karakteri güçlendirmesi yerine, karakterinizin silahı güçlendirmesi durumu ortaya çıkabiliyor. Tüm bu gücünüzü de ikiye ayrılmış bir dünyada deneyebiliyorsunuz. Öncelikle karşınıza, “Overworld” yapısı çıkıyor. Burada karakterlerinizi bir masaüstü oyununda olduğu gibi ilerletiyorsunuz, daha sonra da klasik Borderlands tarzı bölümlere giriyorsunuz.

Neyse efendim, konuya geri dönelim. Karakterler görevler ve hikaye Aslında Borderlands serisi hiçbir zaman hikayeyi ön plana çıkaran bir oyun olmadı. Aksiyon ve eğlence her daim öncelikliydi. Ancak Borderlands 2’den bu yana oyunun evrenini genişletmek adına güzel işler olmadı değil. Yani sadece saf aksiyonla karşı karşıya değiliz. Hikayenin daha göz önünde tutulması görevlerede yansımış. Getir-götür görevlerine farklı bir tat katmayı başardıklarını söyleyebilirim. Çok klasik görevler olduğu kadar yaratıcı görevler de var. Tahmin edeceğiniz gibi çoğu birilerini öldürmek ya da bir şeyler ele geçirmek üzerine kurulu. Ancak anlatım şekillerini yine eğlenceli tutmuşlar. Oyuncunun hikayeye daha sıkı sıkı sarılması için karakterlere seslendirme yapılmış. Daha detaylı yapılmış olması güzel. Önceden sesini duymadığımız karakterle yeniden tanışıyormuşuz gibi hissettiriyor. Oyuncuyu oyuna çeken yeni detaylardan biri de özelleştirme imkanının artırılmış olması. Her karakter için farklı kostüm tasarımları ve renk yelpazesi mevcut. Bu olay önceki oyunlarda da vardı ama bu kadar detaylı değildi. Kısıtlı imkanlarla yapabiliyorduk. Şimdiyse bolca renk ve kostüm arasından istediğimizi seçebiliyoruz.

Borderlands 3’ün piyasaya sürülmesiyle bu oyun arasında iki yıldan fazla zaman geçti, bu nedenle görsellerin bu iki oyun arasında büyük bir sıçrama yapmasını beklemeyebilirsiniz, ancak çoğu durumda bu doğru. Oyun mevcut nesil konsollar göz önünde bulundurularak tasarlanmış ve sonuçlar oldukça dikkat çekici olduğunu söyleyebilirim. Tiny Tina’s Wonderlands, çok daha çarpıcı ve canlı bir renk paleti kullanıyor, bu yüzden genellikle tamamen farklı bir oyun gibi görünüyor. Serideki tüm ana hat oyunlarında, koyu renkli yüzeyler daha radikal filtre kullanılmış. Bu sefer oyunda ziyaret ettiğiniz yerler o kadar çeşitli ki her şey çok daha renkli ve parlak. Manzaralar ve haritalar bilimkurgudan gerçekten ilham almıyordu ve bu da üzerinde çalışan sanatçıların yaratıcılıklarını sergilemelerine izin vermiyordu. Söylemem gereken şey, aydınlatmanın özellikle göze çarpan bir adım olduğu. Ağaçların arasından geçen sabah güneşinin parlak ışığından açık alevin parlaklığına kadar, bu oyun gerçekten yeni nesil gibi görünüyor. Son olarak Tiny Tina’s Wonderlands oynanabilirlik açısından kendini tekrar eden yapısı ve içeriklerin yetersizliği gibi nedenlerle mükemmellikten uzaklaşıyor. Ancak fps türüne getirmiş olduğu farklılıkları daha da geliştirmiş olması ve teknik yönlerindeki üstün başarısı ile başarılı yapımlardan biri olduğunu belirtmeliyim. Borderlands hayranıysanız kesinlikle kaçırmamanız gereken bir yapımlar olduğunu söyleyebilirim.