Eski Dostumuz Bud İle Yola Devam…

Ubisoft’un gözde stüdyolarından  Reflections stüdyolarında geliştirelen ve çıkan  Grow Up oyununun incelemesi ile karşınızdayız. Grow Home’un devam oyununu niteliğinde olan Grow Up ta Bud adlı çok tatlı bir robotu yönetiyoruz. Grow Up’a ilk başladığımızda robotumuz BUD -bu arada robotumuzun ismi Botanical Utility Droid’in kısaltılmış hali- ve annesi diyebileceğimiz yapay zeka MOM’ı uzay gemilerinde giderken görüyoruz. Aralarında çeşitli oyunlar oynayarak vakit geçiren ikili, aniden başlayan bir meteor yağmuru ile şoka uğruyor. Meteor yağmuru nedeniyle gemimiz kaza yapıyor ve bunun sonucunda gemiyi kontrol eden MOM ciddi bir hasar alıyor. Bizim görevimiz de tam bu noktada başlıyor. Uzay gemisinin, gezegenin dört bir yanına dağılan parçalarını teker teker toplayıp gemimizi onarmalı ve annemize kavuşmalıyız. Oyun haritası gerçekten çok güzel ve oyunun görsel şekli tarzı çok etkileyici ve yaratıcı.Oyun ilk başta bazılarınıza tırt gibi gözükebilir fakat hiç de öyle değil ayrıca oyunu hafife almayın oyunda fazlaca ince detay olduğunu düşünüyorum özellikle de ilk başladığınızda bunları öğrenirken zorluk çekebilirsiniz.Topladığınız nesneleri kendiniz için de kullanabiliyorsunuz.

Unity motorunda yapılmış olan Grow Up , çok güzel gözükmüyor. Ama çok kişilikli gözüküyor. Renk paletinin canlılığıyla, obje formlarına dair kararlarla muazzam olmasa da göze hoş ve en önemlisi uyumlu gözüküyor. Grow Up, en tepeye kadar çıkıp kendinizi tekrar boşluğa bıraktığınız, zamanında büyüttüğünüz kollardan birine inip oradan yeni bir hedefe odaklandığınız, çoğu zaman yukarıya çıkmaya çalışıp bazen özellikle aşağıya indiğiniz, oyunda hayati olmasa da kristalleri toplamak için çabaladığınız ama oyun süresi boyunca sizi hiç üzmeyen bir oyun. Oynanış açısından genel olarak olumlu görüşlere sahip olsam da eleştirmek istediğim noktalar da mevcut. İlk oyundaki kamera çilesi ‘hala’ devam ediyor. Kamerayı kendimiz kontrol edebilsek de oyunu oynadığımız sırada kamera doğal olarak otomatik olarak pozisyon alıyor. Ancak bazen gereğinden fazla dibinize girerek çevrede ne olup ne bittiğini görmenize imkan vermiyor. Aynı zamanda oyunun ilk dakikalarında oynanış mekanikleri gereğinden fazla zorlayıcı olabiliyor. İlk atlayışlarımın çoğunda kayalıklara ayak basamayıp düşüşe geçmem ve mantarlara tırmanmanın kimi zaman gereğinden fazla uzun sürmesi gibi sebepler yüzünden ufak çaplı sinir krizleri geçirdim. Tabi bu sorunun temel nedenlerinden biri, benim aceleci oynayış tarzım da olabilir.

Oyunun bilerek yapılmış yavan ve yavaş oynanış mekanizması, en başta çok güzel gelse de bir süre sonra kendini tekrar etmeye başlıyor. Her yere tutunma yeteneğimiz olmasına rağmen doğru düzgün hareket edememek, zaten hiçbir amaç gütmeyen bir oyun için bir de üstüne tuz biber oluyor. Oyundaki bitkilerin büyük bir kısmını mantarlar oluşturuyor. Bu mantarların her biri farklı bir özelliğe sahip. Örneğin oyunun en başında karşılaştığımız Champoline ismindeki mantarlar sayesinde çok daha yukarılara zıplayarak tırmanma zahmetinden kurtulabiliyoruz. Funghigh ismindeki mantar ise uzun boyu sayesinde yukarılara çıkmamıza olanak sağlıyor. Ayrıca dostumuz POD sayesinde karşılaştığımız mantarları inceleyip DNA’larını sırt çantamıza kaydedebiliyoruz. Sırt çantamıza kaydettiğimiz mantar türlerinin tohumlarını etrafa saçarak işimize yarayabilecek bitkileri yetiştirebiliyoruz. Bu gayet güzel bir sistem olsa da oynanışı az biraz çözdükten sonra oyunun size sunduğu imkanların yeterli olduğunu anlıyorsunuz. Oyunun seslerine gelecek olursak! haritada dolaşırken çalan arka plan müzikleri olsun, her mekânda değişen efektif sesler olsun tek kelimeyle “harika”. Bu arada eklemeden geçemeyeceğim.

Tüm bunlara rağmen oyunun atmosferi ve teması az evvel de söylediğim gibi ilginç. Günümüz oyun dünyasının vahşetinden, savaşından ve aksiyonun kaçmak için bu şirin oyunu denemek gayet mantıklı. Hatta sonuna kadar bile oynayabilirsiniz. Özellikle renkli ve ışıltılı dünyası ile göz kamaştırıyor. Oyunun görsel kalitesi bir hayli başarılı. Bir platform oyununda olması gereken önemli bir özellik olan ışıklandırma ve görsel kalite bu yapımımızda en üst seviyede tutulmuş. Masalsı bir anlatımı olması sebebiyle özellikle ışık efektleri bir hayli kullanılmış ve bunda da başarıya ulaşılmış görünüyor. Platform oyunlarının geleceği nereye doğru şekillenir bunu tahmin etmek güç. Ancak gerçek olan bir şey varsa o da Grow Up son dönemin başarılı platform oyunlarından biri olmuş.