-->
Battleborn İnceleme

Renkli Bir Dünyada Ölüm Kalım Savaşı… Oyun dünyasındaki ana yapımcı firmaların farklı türde oyunlar denemeye başladığı günlerden geçiyoruz. Adını Borderlands serisi ile popüler hale getiren -halbuki Half-Life ve Brothers in Arms serilerinin de geliştiricisi konumunda bulunan- Gearbox Software firması da bu farklı türde yapımlar deneme furyasına adımını Battleborn ile atmış bulunuyor. Önümüzdeki günlerde bu furyaya […]

10.05.2016 | ulasufuk

Renkli Bir Dünyada Ölüm Kalım Savaşı…

Oyun dünyasındaki ana yapımcı firmaların farklı türde oyunlar denemeye başladığı günlerden geçiyoruz. Adını Borderlands serisi ile popüler hale getiren -halbuki Half-Life ve Brothers in Arms serilerinin de geliştiricisi konumunda bulunan- Gearbox Software firması da bu farklı türde yapımlar deneme furyasına adımını Battleborn ile atmış bulunuyor. Önümüzdeki günlerde bu furyaya bir çok büyük yapımcının da dahil olacağını düşünürsek oyun dünyasında yeni bir trendin başlayacağını tahmin etmek güç olmasa gerek. Biz inceleme konumuza yani Battleborn’a dönecek olursak, yapımcı firmanın Borderlands ile kazandığı deneyimleri ve alt yapıyı entegre etmeye çalıştığı bu MOBA türündeki oyunun neler getirdiğini incelemeye başlayabiliriz.

Aslına bakarsanız beta sürecinden dahil olduğum Battleborn serüveni benim için oldukça farklı bir deneyim oldu. Sıkı bir MOBA oyuncusu olmasamda fps türünün müdavimi olarak oyun en başından beri beni kendisine çekmeyi başardı. Bunda oyunun temel dinamiklerinin çoklu oyuncu tabanlı ana fps oyunlarına oldukça benzemesi en büyük etken oldu diyebilirim. Gerçektende ilk başta oyun sizde şu hissi uyandırıyor “Bunun renklerini kaldırsan, ortamı biraz daha gerçekçi yapsan al sana fıstık gibi fps” gerçekten de oyunun temel dinamikleri bu yönüyle değerlendirildiğinde birçok farklı türü seven oyun severlere hitap edecek cinsten.

 
Battleborn-inceleme1
 

Oyun hakkındaki beta sürecinde bende oluşan hislerden sonra tam sürümle beraber oyunun tüm detaylarına girmeye başlayabiliriz. Her ne kadar yukarıda da belirttiğim gibi oyunun oldukça renkli bir dünyası bulunsa da ve hatta Borderlands’deki gibi oldukça zeki işlenmiş esprili diyalogları bulunsa da ana hikayesi bakımından sıkı bir oyunla karşı karşıyayız. Oyun Solus adlı bir gezegende geçiyor. Daha doğrusu bu gezegenle kısıtlanmış durumdayız. Çünkü evrenin diğer gezegenleri Varelsi adlı bir grup tarafından yaşanılamaz bir hale getirilmiş vaziyette. Bizler de Solus da güçlerini birleştirerek direnişin ateşini yakan Battleborn topluluğunun bir üyesiyiz. Bu topluluk farklı ırklardan meydana geliyor. Her birinin kendine özgü özellikleri mevcut. Bunları oyun boyunca yavaş yavaş öğreniyoruz. Ancak şu kadarını söyleyeyim daha önceki oyunlarda aşina olduğumuz ırklar diyebilirim.

Her ne kadar bu tür deki oyunlar senaryo modu için tasarlanmamış olsa da Battleborn sadece senaryo oynamak isteyen oyun severlerin isteklerini fazlasıyla karşılayacak derinlikte bir senaryo modu sunuyor. Ancak oyunun temel dinamikleri ekip ruhuyla hareket etmek üzere kurulu olduğu için yapımcılar size destek olacak çevrimiçi oyuncuları serverdan bulup oyuna entegre etmeyi bile düşünmüşler. Senaryo modunda çok fazla bir oyun çeşitliliği bulunduğunu söylemek pek de doğru olmaz kanımca. Ancak tek takılmak isteyen oyuncuların da düşünülmüş olması bir artı denilebilir.

 

Battleborn-inceleme2
 

Gelelim Battlebornu Battleborn yapan bölüme yani çoklu oyuncu kısmına. Aslına bakarsanız bu noktadan önce oyundaki kahramanlar bölümüne bir giriş yapmak istiyorum. Sonuçta kahraman çeşitliliği ve özellikleri tekli oyuncu modunu da yakından ilgilendiriyor. Oyunda şimdilik 25 çeşit karakter bulunuyor. Bu nev-i şahsına munhasır karakterlerin bir çoğu hemen kullanımınıza sunulmuyor. Bazılarını kullanabilmek için belli kahraman seviyesine, bazılarını kullanabilmek için ise belli başarımlara ihtiyaç duyuyorsunuz. Her ne kadar ilk bakışta tüm karakterlere erişemiyor olmak can sıkıcı gibi dursa da oyunun sürekliliği ve çekiciliği bakımından doğru düşünülmüş bir özellik olduğunu belirtmeliyim. Ayrıca oyuna ilerleyen zamanlarda farklı kahramanların da ekleneceğini düşünürsen Battleborn uzun süre kendini sıktırmadan oynanacak bir çeşitliliğe sahip diyebilirim.

Çoklu oyuncu modları aslına bakarsanız Battleborn’un can damarını oluştursa da yapımcılar şimdilik bu bölüm için çok fazla oyun modu ve harita tasarlamamış. Artık klasikleşen 3 oyun modu ve bu modların her biri için tasarlanmış 2 harita söz konusu. Bu modlardan ilki artık klişe olan bölge ele geçirme modu olan capture modu. Diğerleri ise oyunun renkli ve esprili dünyası ile oldukça uyumlu olan Meltdown ve Incursion modları. Bu modları diğer oyunlardan ayıran belki de en önemli özellik modların temel noktasında oyundaki farklı dinamiklerin entegre edilmesi olmuş. Çok fazla detaya girmeden şöyle belirteyim bu modlarda oyunun kaderini devasa öğeler belirliyor.

 

Battleborn-inceleme3

 

Battleborn kendine özgü bir yapıya sahip. Bunu oyunun en başından itibaren hissediyorsunuz. Bu durumun en çok belirginleştiği noktalardan biri de karakterlerinizin özellikleri ve oyun içi dinamiklerde gizli. Az önce de belirttiğim gibi 25 farklı karakter mevcut oyunda. Bu karakterlerin hepsinin temel özellikleri farklı. Kimisi savunma ağırlıklı bir yapıya sahip kimisi de saldırı. Ancak detaylandırma bura ile sınırlı değil. Karakterlerin yetenek ağaçları ve ekipmanları ile de çeşitlilik artıyor. Bu noktada oyun renklendirilmiş derin fps oyununa dönüşüyor. Gerçekten de hatırı sayılır bir karakter gelişim ağacı mevcut oyunda. Hem de bu yetenek ağacı çok zorlama ile ulaşılacak cinsten değil. Ancak oyun içi dengelemeyi koruyabilmek için de bazı detaylar düşünülmemiş değil. Bazı karakterlerin belli seviyeden sonra açılması ve bazı karakterlerin çok iri cüsseye sahip olmasının yanı sıra hantal bir oynanışa sahip olması gibi detaylar mevcut. Bu karakterlerin negatif yönlerini örtecek yetenek ağaçları oyunun dengesini çok iyi koruyor.

Oyunda benim en çok ilgimi çeken özelliklerden birisi de bölüm içerisinde dolan level barı oldu. Bu bar her bir bölüm için 10 levele kadar sınırlandırılmış. Oyunda yapacağınız deneyim puanı kazandıran her hareket sonunda karakter leveliniz artıyor. Bu leveller sonucunda ekstra özelliklere erişebiliyorsunuz. Ancak işin ilginç yanı bu mini level sistemi her bölüm sonunda sıfırlanıyor. Yani bir sonraki bölümde baştan karakterinizi yükseltmelisiniz. Bu bölüm içi yükselme detayı oldukça iyi düşünülmüş. Bunun yanı sıra genel gelişiminiz elbette ki durmadan artıyor. Ana gelişim leveli 100 olarak sınırlandırılmış durumda, onun gelişimini oyunun ana bölümünden takip edebiliyorsunuz.

 

Battleborn-inceleme4
 

Battleborn oynanış olarak renklendirilmiş fps-MOBA türünde bir oynanışa sahip. çoklu oyuncu modlarında beşer kişilik ekipler halinde mücadele ediyorsunuz. Bu noktada bu kadar kişi ile sınırlandırılmış olmanın ne kadar yerinde bir karar olduğunu oyuna girdiğinizde çok iyi anlıyorsunuz. Oyun o kadar renkli bir dünyaya sahip ki eğer biraz daha kalabalık bir oynanış olsa curcunadan gözleriniz kan çanağına dönebilirdi. Oyunda kullanılan renk paleti gerçekten çok canlı. Buna bir de yüksek hızdaki efektler eklendiğinde çoğu zaman nereye düştüm ben düşüncesine kapılabiliyorsunuz. Görsel olarak oyunun kendine özgü bir yapısı olduğunu belirtmeliyim.

Battleborn her ne kadar son dönemde oldukça fazla örneğini görmeye başladığımız ve sanırım önümüzdeki günlerde çokçasını göreceğimiz türde bir yapım olsa da kendine özgü bir çok unsuru ile farklılaşmayı başarıyor. Bu türün ve fps türünün müdavimleri tarafından anında ısınılacak bir oynanışa sahip. Ayrıca gelişime açık karakter sistemi, oyun içi dengelemeyi göz önünde tutan detayları ve senaryo modunun kalitesi ile birkaç adım öne çıkmayı başarıyor.



Popüler Haberler


Ubisoft tarafından geliştirilen Far Cry serisinin yeni oyunu Far Cry 7 için heyecan verici bir söylenti ortaya çıktı!


Stunlock Studios’un vampir temalı aksiyon rol yapma oyunu V Rising için heyecan verici bir güncelleme yayınlandı!


Marvel’s Spider-Man 2 hayranları dikkat! Sony tarafından PlayStation 5 konsolları için piyasaya sürülen ve resmi bir PC sürümü bulunmayan oyun, mod geliştiricileri tarafından güncellendi ve PC’ye taşındı!


Zombi hayranları heyecanlanın! The Fun Pimps imzalı 7 Days to Die, yaklaşık 11 yıllık bir bekleyişin ardından tam sürüme kavuşuyor!