Ringlerde Dövüş Tüm Hızıyla Devam Ediyor…

Çocukluğumuzun geçtiği dönemlerde tanışmıştık “Amerikan Güreşi” kavramıyla. Haftanın belli günlerin televizyonda geç saatlerde yayınlanan müsabakaları izlerken herkesin aklında “Bu hareketleri gerçekten yapıyorlar mı?” sorusu dolaşırdı. Aile büyüklerine bu soruyu sorduğumuzda onlarda bir müddet duraksarlar sonra “Saçmalama bunla senaryodan ibaret” derlerdi. Ama bizler bu sporun gerçekten sadece bir senaryodan ibaret olduğunu ve işin eğlence tabanlı ilerlediğini çok sonradan kavramıştık. Derken yıllar geçip günümüz oyun dünyasında kendine ciddi bir yer edinen WWE yapımlarını oynamaya başladıkça işin “eğlence” kısmının ne denli önemli olduğunu anlamış olduk. 2k firması ile gittikçe daha da büyüyen kitlelere hitap eden, son yıllarda çalkantılı oynanış ve senaryo tercihleri ile eleştiri oklarını üzerine çeken WWE yapımı bu yıl da tam olması gereken vakitte piyasaya sürülmüş bulunuyor. Bize de işin “eğlence” kısmını irdelemek kalıyor.

Geçen sene piyasaya sunulan wwe 2k15 eleştirmenler tarafından özellikle senaryo modu çerçevesinde ciddi eleştirilere maruz kalmış ve oyun severlerin de şimşeklerini üzerine çekmişti. Bu yıl yeni yapımı incelerken ilk olarak geçen seneki hatalardan ne kadar ders çıkarıldığı noktasından bakarak oyuna yaklaştım. Her gördüğüm ufak iyileştirmeye umutla yaklaştım. Sonuçta böylesine dikkat çekici bir yapımın istikrarlı bir şekilde harap olup gitmesine içim elvermezdi. Neyse ki özellikle oynanış ve senaryo modlarında yapılan iyileştirmeler ile durumu kurtarmayı başarmış bir 2k oyunu karşımızda duruyor. Öncelikle wwe dünyasının önemli bir bölümünü teşkil eden ve bir döneme damgasını vuran Attitude Era zamanına yolculuk yapmak oldukça etkileyici bir deneyim sunuyor. Stone Cold Steve Austin, bir diğer anlatımla “antikahraman güreşçi” özellikle 90’lı yılların sonlarında karşımıza çıkan bu efsanevi yüz ile belli bir dönemin tozunu dumana katmak oldukça etkileyici olmuş.

Oyunun senaryo modunun daha önceki yapımlara kıyasla daha uzun tutulmuş olması da ilk başta gözüme çarpan detaylardan biri oldu. Bu kimine göre olumlu kimine göre olumsuz karşılanabilecek bir durum ancak benim görüşüme göre oldukça heyecan verici şekilde tasarlanan senaryo modu oyuna bir dinamizm ve akıcılık kazandırmış. Ayrıca yine uzun tutulan bir diğer mod ise kariyer modu olarak karşımıza çıkıyor. Altın kemeri kazandıktan sonra da yolculuğumuza devam ettiğimiz kariyer modunda yine başka bir yenilikle karşılaşıyoruz. Bu da oyuna yeni eklenen ama geliştirilmesi gereken röportaj sistemi. Tıpkı bir menajerlik oyunu oynuyormuş hissi veren bu aşamada genelde rakibiniz ve bir sonraki maç hakkında demeçler veriyorsunuz. Bu demeçler karakterinizin de oluşmasını belirliyor.

Her başarılı spor/simülasyon oyununun olmazsa olmazı haline gelen “universe mod” bu sene de oyuncuların beğenisine sunulmuş. Benim normal olarak çok zaman geçirmediğimi bu moda inceleme için göz attığımda bir önceki yıllara göre görsel olarak geliştirmeler yapıldığını fark ettim. Bunun yanı sıra göreceli olsa da oyunculara biraz daha serbesti getirdiği de söylenebilir. Özellikle karakter eşleştirmelerinde.  Bunun haricinde işte bildiğiniz universe mod.

Oyunun yenilenen bölümlerinden biri de oyuncu sayısındaki büyük artışa paralel olarak getirilen üçlü yorumcu sistemi. Sanırım yapımcılar yeni oyunda her şeyi artırma yoluna giderek oyun severlerin gönlünü fethetmeye çalışmış. Ancak bunlarda ne kadar başarılı olduğunu zaman gösterecek. Yaklaşık 120 kadar oyuncunun bulunduğu yapıma ek paketlerle daha da oyuncu eklenebileceğini düşününce yapımın oynanış süresinin de bir hayli uzayabileceğini tahmin etmek güç değil.

Benim açıkçası bu seneki WWE yapımında en çok hoşuma giden bölüm kendi şovumuzu tasarladığımız bölüm oldu. Bir nevi kendimizi Vince McMahon yerine koyduğumuz ve ringinden dekoruna kadar, oyuncusundan seyircisine ve senaryosuna kadar kendimize ait bir WWE evreni oluşturduğumuz bu mod çok keyifli vakit geçirmenizi sağlıyor. Ayrıca çoklu oyuncu modlarındaki geliştirmeler de göze hoş gelen yenilikler olmuş.

Görsel olarak belli bir standartı yakalamış olan WWE yapımları bana göre o standartı daha yukarıya taşıma konusunda oldukça hantal davranıyor. Tamam sonuçta bir güreş yapımından bahsediyoruz ve ana noktamız eğlence ancak yine de yapımcıların en az mesai harcadıkları yerin görsel geliştirmeler olması artık baymaya başladı. Bunun yanı sıra ses ve müziklerde karşılaştığım birkaç pürüz de oyunun bu yönünün vasatı aşamadığını gösteriyor.

Genel değerlendirmeye gelecek olursak, incelemenin başında da belirttiğim gibi son dönemde aşağı yönlü bir istikrar! yakalayan WWE yapımı bu yıl işi kotarma noktasında elinden geleni ardına koymamış. Genel olarak pürüzlü noktalar giderilmiş, senaryo modları komple elden geçirilmiş. Uzun oynanış süreleri ve oyun severleri oldukça tatmin edecek yeni modları ile başarılı bir WWE yapımı önümüzde duruyor. Serinin en iyi oyunu mu derseniz bunu söylemek fazlasıyla iddialı olacaktır. Ancak serinin geleceğini şekillendirecek bir mihenk taşı olduğu aşikar.