Bir Yumak Dolusu Sevgi…

Oyun dünyasının geldiği nota aslına bakarsanız dünyanın geldiği nokta ile oldukça ilişkili bir seyir izliyor. Her gün kavga ve göz yaşının, öfke ve şiddetin kan gölüne çevirdiği dünyaya uyanıyoruz. Bu durum bir eğlence ve huzur aracı olarak var olması gereken “oyun” dünyasını da derinden etkiliyor. Aslına bakarsanız gerçek dünyaya ayna tutar hale gelen dijital oyun dünyası ne zaman ki “oyun sektörü” oldu işte o anda mertlik bozuldu. Bizlere yaşadığımız dünyanın aslında huzuru da içinde barındırdığını, oyun oynamanın aslında bir sektör olmadığını hatırlatan ender oyunlardan birisi mütevazi bir şekilde bizlerle buluştu. Unravel masal tadındaki anlatımı ve huzur dolu oynanışı ile karşımızda. Bu masaldan bir pasaj da incelemenin payına düştü.

Açıkçası oyunun ilk teması ve oynanışı sızmaya başladığında yapımcıların nasıl bir hayal gücüne sahip olduklarını merak etmiştim. Düşünsenize bir yaşlı tonton teyzenin çantasından düşen bir yün yumağının anılardaki yolculuğundan bahsediyoruz. Aslına bakarsanız sadece bu minvalde bile düşünüldüğünde evimizde bir yün yumağı görmeyeli ne kadar da çok oldu. Yaşlı büyüklerimizin el emeği göz nuru ile ördükleri yün kazakları artık kim giyiyor. Her şey gibi anılar da sanayileşti. İşte Unravel tam da bu noktada zamana bir es veriyor. Bizleri anılarımızın saf duygularına götürüyor. Bu destansı yolculuğunu baş aktörlüğüne ise sevimli yün yumağımız Yarny kuruluyor.

Unravel’ın anlatmak istediği nokta tam olarak da yumak dolusu sevgi ve huzuru oyun olarak harmanlamak bunu da masalsı bir anlatımla anlatmak. Oyunun platform türünde olması ise bu türün daha çok geçmişe yönelik bir tür olması ile de örtüşüyor. Oyun sizi ilk karşıladığı ana ekrandan itibaren adeta büyüsü altına alıyor. Arka planda çalan destansı ezgilerle harmanlanmış İsveç kültürüne özgü yöresel müzikler adeta hipnotize edecek kadar etkili tasarlanmış. Bu başarılı müzik seçimi aynı zamanda görsel kalite ile de birleşince tarifi mümkün olmayan bir deneyim ortaya çıkıyor.

Oyun ilk etapta çok güzel müziklerle sizi karşılıyor bunu belirttim. Ancak asıl can alıcı nokta oyunun mükemmele yakın görselliği oluyor. Özellikle ışıklandırmalar, çevre tasarımları, renkli animasyonlar v en önemlisi de adeta yaşayan bir atmosfer sunması bakımından platform türünün dönüm noktalarından biri olacağını Unravel bizlere en başta hissettiriyor. Oyunda ilerlerken adeta tüm detayların da sizlerle birlikte hareket ettiklerini hissedebiliyorsunuz.

Daha önce de belirttiğim gibi oyun boyunca Yarny adında kırmızı bir yün yumağını kontrol ediyorsunuz. Bu sevimli mi sevimli karakterimiz yolculuğuna başladığı anda arkasında ipini bırakarak ilerliyor. Belli bir ilerlemeden sonra adeta sökülmüş bir zayıf karaktere dönüşüyor. Bu noktada ilerleyebilmeniz için oyun boyunca etrafta gizli olan yumak parçalarını toplamanız gerekiyor. Bu aslında bir nevi kayıt noktası görevini de görüyor. Tabi bu parçaları toplamanız için belli bulmacaları da çözmeniz gerekiyor. Bu bulmacalar oyunun ilerleyişine göre git gide zorlaşıyor. Ancak geneli oldukça basit türden. Zaten oyunun bütün eğlencesi de bu kısımda saklı. Kahramanımız an geliyor çıkardığı ufak bir yün parçasını kement gibi kullanıyor ve etrafta gördüğü noktalara tutunarak engelleri aşıyor, an geliyor bulduğu objeleri çekiştirerek kendine bir basamak yapıyor ve yolculuğuna devam ediyor. Ama tüm bunları katıksız bir eğlence ile sunuyor.

Unravel gerek sunum gerekse oynanış olarak Trine serisini fazlası ile andırıyor. Belki onun kadar aksiyon ve karmaşa barındırmıyor ancak özellikle görsel ve işitsel noktalarda hatırı sayılır bir benzerlik mevcut. Tabi bu olumlu bir durum Unravel için. Sonuçta ciddi başarılara ulaşmış trine serisinin olumlu noktalarını bünyesinde barındırmış ve üzerine mükemmel bir oynanış eklemiş. Son değerlendirmeye gelecek olursak Unravel oyun dünyasına yeni bir soluk getireceğe benziyor hem de eski zamanlardan.