Dünden Bugüne Değişemeyen Grafikler…

2005 yılında Quantic dreamin oyun dünyasına armağan ettiği en özgün oyunlar biri olan Fahrenheit, yenilenmiş ‘Remastered’ haliyle yeniden karşınızda! Sinematik atmosferi, senaryosu ve yenilikçi oynanışıyla zamanında akıllara kazınan Fahrenheit: Indigo Prophecy Remastered, güncellenmiş grafikleriyle, iyileştirilmiş kontrolleriyle biz oyun severlerin tekrar beğenisine sunuldu.

Bu arada oyunun eski müdavimleri de hem anılarını canlandırmış hem de yeni neslin tüm imkanlarından yararlanarak, Fahrenheit tekrar oynamanın tarifi imkansız mutluluğunu yaşayacaklardı. Kağıt üzerinde mükemmel duran bu fikrin uygulamada ne kadar başarılı olduğunu hep beraber inceleyelim…

Oyunda Lucas Kane isimli karakteri yönetiyoruz. Gözlerimizi New York’ta, bir kafeteryanın tuvaletinde, yarı baygın ve kendimizi bilmez bir şekilde bulmamızla başlıyor. Trans halinde olan Lucas’ın zihninde anlamsız sahneler beliriyor ve bedeni kendi ve bizim kontrolümüz dışında bir irade tarafından kontrol ediliyor. Lucas Kane ya da her kimse, sessizce kurbanına arkasından yaklaşıyor ve son derece vahşi bir şekilde cinayeti gerçekleştiriyor.

Oyun Remastered olunca oyunun hikâyesinde değişen bir şey olmuyor. Hikâye konusuna daha sonra döneceğim. Öncelikle Remastered da yeni ne var derseniz, sesler konusunda yenilik olduğunu söyleyebilirim. Oyuna başlamadan önce orijinal sesler mi yoksa yeniden elden geçirilmiş sesler mi seçmeniz isteniliyor. Peki, yeni sesler ne gibi değişiklik barındırıyor. Oyunda diyalog imkânının, karşımıza gelen zat-ı muhteremlerin yapısı ve konukseverliği itibariyle oluşamayacağı doğal bir durum olduğu için, seslerdeki yeniliklere ne kadar gerek vardı diye sormadan edemiyorum. Oyunun görsel gelişimi en çok beklenen durum nihayetinde adı üstünde Remastered.

Ama en sonda söyleyeceğimi şimdiden söyleyeyim, kesinlikle Remastered kısmı sadece geniş ekrana uyarlamada kalmış. Görsel olarak ne karakterlerin üzerinde çalışılmış, ne de mekânların. Oyun yayınlanmadan önce HD ile SD görüntüler arasında kıyaslama yapılan kareler sunulmuştu. Sadece renk ve parlaklık ayarındaki değişikliklerden ibaret olan bir grafiksel gelişim söz konusu. Gönül isterdi ki oyundaki tüm mekanlar, o Fahrenheit’ın muhteşem kasvetli ortamı, tüm karakterler elden geçirilsin. Bırakın tüm bunların hepsini, ana karakterimiz üzerinde bile aman aman bir iyileştirme söz konusu değil. Bana daha çok sadece HD çözünürlüğe uyarlama yapılmış ve diğer detaylar ile pek uğraşılmamış geldi.

Kısa ve sürekli değişen bölümlere/perdelere ayrılmış ve aradaki küçük sürpriz karakterleri saymazsak oyunu asıl olarak Lucas, Carla ve Tyler ile oynuyoruz. Böyle bir olay örgüsü düşününce elinize bir silah alıp sağa sola ateş edeceğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz çünkü hiçbir zaman böyle bir şansınız olmayacak. En azından bu gibi şeyleri hiçbir zaman doğrudan yapamayacak, ancak kombinasyonları gerçekleştirmeye çalışacaksınız. Diğer zamanlarda basit sayılabilecek puzzle öğelerini bu kombinasyonlar olmadan gerçekleştirecek, diyaloglara girerek sorulara yanıtlar arayacak ve mekânları araştıracaksınız.

Fahrenheit: Indigo Prophecy Remastered sinematik bir oyun havasına sahip çok iyi bir yapım. Oyunu oynamakla dinlemek arasında tabi ki ciddi bir fark var, bu sebeple Fahrenheit: Indigo Prophecy Remastered için kesinlikle oynanması gereken bir oyun diyorum. Oyunları bir tarafa bırakın gerek atmosferi gerekse hikâyesi ve akıcılığı ile mutlaka oynanması gereken bir oyun olmuş.