Hızlı ve eğlenceli…

Oyunlar birer teknoloji ürünü olarak adım adım gelişir. Birkaç renkli pikselin bir araya gelmesiyle oluşan oyunlardı bizi eskiden eğlendiren. Eski yarış oyunlarını hatırlayın mesela. (Yaşınız elveriyorsa tabii ki.) Şimdi size onları “oyun” diye verseler elinizi sürer misiniz, bilmiyorum ama biz onları ayıla bayıla oynadık. Bir süre sonra sadece piksellerin sayısı arttı ve bu süreç, kullandığımız otomobilin markasını tanıyabileceğimiz seviyeye gelene kadar devam etti. Bundan sonrası o kadar hızlı gelişti ki şu anda neredeyse ehliyeti olmayan, en azından otomobil kullanmayı bilmeyen biri yarış oyunlarını oynayamayacak duruma geldi. Simülasyon temelini taşıyan yarış oyunları, durumu bu kadar ciddi boyutlara getirdi işte.

Oyun firmaları, özellikle de yarış oyunlarıyla öne çıkan firmalar bu sınıra dayanışığın farkına varmış olsalar gerek, yarış oyunlarını sabit düzleminden çıkararak daha geniş alanlara yaymaya başladı. Yeni nesil konsolların çıkması ile beraber Microsoft Studios ve Turn 10, Forza Motorsport 5’i çıkarmışlardı.  Bu dizginsiz göz kamaştırıcı lığı, teknik ihtişamı ve kusursuz oynanışıyla oyun severlerin akıllarını başından alan bir oyundu ona gerçekten bayılmıştık.

Fakat aldığı gayet olumlu eleştirilere ve daha büyük bir kitleyi kendine çekme girişimlerine rağmen, Forza Motorsport 5 ancak çekirdek yarış simülasyonu hayranlarının gözdesi olabildi ve ana akım oyuncular oyundan uzak durdu. İşte bu yüzden, bu harika serinin en yeni oyunu olan Forza Horizon 2 gündelik oyuncuları bunun onlara uygun bir seri olduğuna ikna etmek için elinden geleni ardına koymuyor. Yani elimizde önceki oyunların pist tabanlı bölümlerini tamamen bir kenara bırakan, onun yerine süslü araçlarla, cadde yarışlarıyla ve Amerikanvari imalarla dolu bir açık dünya ortamı koyan bir oyun var. Oyun klasik Forza hayranlarına hitap etmiyor olabilir, ama Hızlı ve Öfkeli’yi andıran ortamıyla yeni bir kitleye kendini sevdirmek açısından iyi bir iş çıkarmış. Firmanın önde gelen isimlerinden Gavin Raeburn’ün şu sözleriyle konuyu biraz daha açalım: “Çoğu yarış oyununda gördüğüm en büyük sıkıntı, haddinden fazla çizgisel olmaları.” Birçok oyun tarzının yavaş yavaş taşınmaya başladığı “open world” kavramı için de şöyle diyor kendisi: “İstediğiniz her yere istediğiniz zaman gidebilirsiniz ki ben, bir yarış oyununda mantıklı seçimler yapabilme fikrini çok seviyorum.

Şöyle bir toparlayacak olursak, şu ana kadar yüzeysel detaylarla ortaya çıkmış olmasına rağmen çok yüksek vaatlerle geliyor Forza Horizon 2’nin perde arkasında muhteşem bir ekip var. Bakalım geliyor Forza Horizon 2 beklentileri karşılayan bir oyun olmuş mu dilerseniz incelemeye geçelim efendim…

Forza Horizon 2 tamamen online yarışlara odaklanılmış bir yarış oyunu olmuş. Açık bir dünyada dilediğiniz gibi gezebiliyor karşınıza çıkan yarışlara anında dâhil olabiliyorsunuz. Oyun o kadar detaylı ki neresinden giriş yapabileceğimi inanın kararlaştıramıyorum. Forza Horizon 2 oynanıştaysa oldukça başarılı. Sürüş dinamikleri tahmin edileceği gibi arcade şeklinde hazırlanmış. Arabanın yol üzerindeki ağırlığını ve hız hissini sonuna kadar hissedebiliyorsunuz. Sürüş dinamiklerinin altından başarılı bir şekilde kalkan Playground Games, oynanışa getirdiği yeniliklerle kendini farklı kılmayı da başarmış. Oyunun yapay zekâsı bizden alkışı almayı hak ediyor. Forza Horizon 2 gerçek zamanlı hava değişimleri, ilk defa denenen yağmurlu hava ve gerçekten ayrıt edemeyeceğiniz yağmur efektlerini yeni versiyonuyla birlikte getiriyor. Yağmur dinamiklerinin oyun etkisine bakacak olursak normal yoldan biraz daha zor oluyor. Yani araba kayıyor yağmurda da basayım normal gibi dönerim diye bir şey yok. Bu arada oyunun Xbox 360 sürümünde maalesef yağmur efekti yok.