Konuyu bir şekilde teknik yönlere baladım nihayetinde. Bu noktada şimdiye kadar yazdıklarım kadar daha yazı yazsam emin olun azdır. Şimdiye kadar bu konsol bu görselliği görebileceğini bile hayal etmemişti herhalde. Gözlerinize inanayabilirsiniz ama gördükleriniz tamamen gerçek. Biz sanmıştık ki bu cihazın son noktası yine bir Naughty Dog yapımı olan Uncharted serisinin son oyunu ile bulunmuştu. Meğer yanılmışız. The Last Of Us kelimenin tam anlamıyla PS3’ün nos takılmış halini bizlere sunuyor.

Karakter modellemesi mi istiyorsunuz gelin o zaman ekrana biraz daha yaklaşın. Emin olun kusursuzlukla karşılaşacaksınız. Peki ya yağmur ve su efektlerine ne demeli. Gerçekten ortaya konulan “şey” bir tasarımdan çok daha öte. Denilecek tek kelime “şaheser” oluyor.
 

 
Görsellik konusunda ulaşılan nokta işitsel bakımdan adeta biraz daha zorlanılıyor. Ancak mükemmelliğin bir adım ötesi olarak adlandırabileceğimiz bir noktadayız. Arjantinli üstad Gustavo Santaolalla’yı nasıl ikna etmişler onu bilemem ancak çok ama çok iyi etmişler. Kendisini 21 gram ve babel filmleri ile hatırlayacağınız oscar ödüllü sanatçı kelimenin tam anlamıyla sanat eseri yaratmış adeta. Tükenmişlik, çaresizlik, korku, adrenalin, bitkinlik, umutsuzluk ve birçok duygu notalarla bundan daha iyi ifade edilemezdi herhalde. Tebrikler üstad, teşekkürler Naughty Dog…
 

 
Sanırım güzel şeylerin başına gelen hazin son incelemenin de başına geliyor ve son sözlere geçiyorum. Bu sefer çok uzun tutmak istemiyorum. Zaten söyleneceklerden ziyade yaşanacaklarla ifade edilebilecek bir yapım The Last Of Us ve derecelendirmeleri aşan bir yapım. Daha öncede söylediğim gibi bir çağı kapatan ve yeni bir çağı açan Naughty Dog’a selam olsun…