Hatıralarım Olmadan Asla…

Değişim ve yenilik tüm dünyada her alanda kendini gösterdiği gibi oyun dünyasında da her geçen gün daha fazla önem kazanıyor. Yeni fikirler, yeni oynanış teknikleri, farklı kurgu ve daha bir çok unsurda kendini gösteren değişimin etkilerini biz oyun severler zevk ve tercihlerimizle de oyun yapımcılarına hissettiriyoruz. Sıradanlaşan ve her dönem kendini tekrar eden yapımların yerini yenilikçi ve özgün fikirleralıyor ve bu yapımlara olan ilgi de bir hayli fazla oluyor. Son dönemde Bioshock Infinite’in yarattığı etki ortada. İncelemenin konusunu teşkil eden Remember Me ilk duyurulduğunda özgün senaryosu ve oynanış sistemi ile farklılaşmayı başarmıştı. Ancak asıl merak edilen konu bu zeki fikrin nasıl işleneceğiydi. İşte beklenen gün geldi çattı ve bu yaratıcı fikrin somut halini değerlendirmek zamanı geldi…

 

 
Remember Me yapımı ilk duyurulduğunda bir oyun kurgusundan ziyade özgün bir bilim kurgu filmini düşünmeye başlamıştım. Gerçekten fikir olarak rahatlıkla beyaz perdeye uyarlanabilecek cinsten bir yapım olmuş. Oyun zaman dilimi olarak yakın gelecek zamanı tercih etmiş. Yıl 2084. Ancak işin garip yanı yapımcı firmanın milliyetçi bakış açısı ile tasarlanmış mekan tercihi olmuş. Yer Paris. Zaman ve mekan tercihleri ile yapımcı firma dontnod daha en başında ne kadar cesur olduklarını cümle aleme ilan etmiş. Açıkçası Paris aşk ve tutkunun şehri sismgesindeyken böylesine bol bir aksiyonu nasıl kaldıracaktı. İşte bu noktada ustalık yapımcıya düşüyordu.

Hemen söyleyeyim ki kesinlikle başarılı bir iş çıkarılmış. Fikir olarak oldukça riskli bir işe girişilmişken bu risk gayet iyi yönetilmiş ve sonuç olarak uzun süre unutulmayacak kült bir yapım meydana getirilmiş. Hikayemiz oyunun adından da anlaşılacağı üzere “hatıra” olgusu üzerine kurulu. 2084 yılındayız ve insanlar vahşi kapitalizmin esiri olmuş durumdalar. Herşeyin piyasa konusu yapılabileceği fikrinin sonucunda artık hafızaların ve hatıraların da alınıp satılabildiği bir dünyadayız. Bu dünyada piyasanın hakimi yani bu farklı marketin patronu ise Memorize isminde bir firma. Bu firma insanların hafızaları ile istedikleri gibi oynayabiliyor. Böylelikle istemediğiniz kötü anılardan kurtulabilirken tüm hafızanızı olumlu ve mutlu anılara bırakabiliyorsunuz.
 

 
Herşey kağıt üzerinde gayet güzel görünebilir ancak her bilim kurgu filminde olduğu gibi böylesine güçlü bir teknoloji tek bir firmanın tekeline bırakıldığında ne sonuçlar açabildiği gayet net bir şekilde vurgulanıyor. İnsanlar tamamiyle apolitize olmuş ve uyutulmuş bir haldeyken bu sistemin çarklarını kim bozacak sizce. Elbette Nilin, yani kontrol ettiğiniz yetenekli ve bir o kadar da gizemli kadın karakterimiz. Nilin aslında sistemin önemli bir figürüyken kendisini bu hatıra silme oyununun bir parçası olarak bulur ve tek amacı bu karanlık şirketten ve sistemden intikam almak olur. Kulağa hoş geliyor.