Hızlı ve Öfkeliyim…

Oyunu incelemeye başlarken ilk dikkatimi çeken şey serinin ne zaman altıncı filme geldiğini düşünmek oldu. İlk Hızlı ve Öfkeli filmini sinemada izlediğim an dün gibi aklımda. Demek zaman gerçekten çok hızlı geçiyor. Tıpkı filmdeki gibi. Ama bir yandan da öfkeli geçiyor tıpkı Showdown oyunundaki gibi. Biraz iğneleyici bir girizgah oldu ama bunlar Showdown için söyleyeceğim en hafif ithamlar. Asıl şov birazdan başlıyor…

Uzun zamandır oyun inceliyorum. Bu zaman zarfında ilgi alanımın çok dışında türlerden yapımları da inceledim. Kimi zaman hiç haz etmeden burun kıvırarak yaklaştığım yapımlar da oldu. Ancak her zaman verilen emeğe saygı göstererek yaklaştım ve olabildiğince her türü kendi içerisinde değerlendirdim ve hakkını vermeye çalıştım. Ama Showdown tüm zorlamalarıma rağmen, tüm iyi niyetime rağmen sınırların çok ötesinde bir yapım olmuş. 2013 yılının ortalarında, yeni nesil konsolların arifesinde böylesine bir yapımın oyun raflarında yerini alması kamera şakasının ötesine gidemez diye düşünmüştüm ilk başta. Ancak ne yazık ki bu bir şaka değildi ve incelenecek oyunlar listesinde yer alan oyun gerçekti…
 

 
Altıncı filmini beyazperdeye sunan bir sinem yapımının oyun dünyasına uyarlanması bu kadar kötü olmamalıydı. Showdown’ın bende hissettirdiği son ve en rafine duygu bu oldu. Neresinden tutarsam tutayım elimde kalan yapım sanki gelişim aşamasında yarıda kalmış arşivlerden çıkan bir yapım görüntüsündeydi. Grafikler çağlar öncesinden kalma, hikayenin ne anlatmak istediği anlaşılmayan, oynanış namına en ufak bir haz alınmayan, teknik açıdan hatalar yumağına dönüşmüş bir yapımdan bahsediyorum. Oyun dünyası açısından son yılların en düşük kalitede yapımlarından biri olabilecek kadar başarısız bir çalışma olan Showdown daha ana menüsünden ne kadar özensizce tasarlandığını hissettiriyor.
 

 
Oyunun hikayesi genel olarak altıncı filmin ana hikayesi ile örtüşse de yer yer farklı filmlere yapılan vurgular başarılı bir düşüncenin yanlış bir şekilde uygulanması ile sonuçlanmış. Oluşturulan hikaye kopukluğu daha en baştan kendini hissettiriyor ve oyunun sonuna kadar da bu böyle devam ediyor. Oyunun sonu demişken bunun için çok zaman sarfetmiyorsunuz. Zira oyun oldukça kısa bir hikayeye sahip. Zaten sonuna kadar dayanabilirseniz diyeceğiniz tek şey “neyse ki oynanış süresi kısa” oluyor.