Dönüşebilen Robotların Kıyasıya Mücadelesi

Eminim tıpkı benim gibi birçoğunuzun çocukluğunda Transformers efsanesinin izleri durmaktadır. Onlarla ilk tanıştığımızda “Dönüşümün” bu kadar keyifli bir serüven halini alacağını tahmin dahi edemezdik. En sevdiğimiz iki obje olan Arabalar ile Robotların leziz kombinasyonun sadece o dönemler için değil günümüzde bile ne kadar özgün bir hayal gücü olduğunu gerçek hayata uyarlanmasında gördük. Çizgi film dünyasındaki bir çok karakterden çok daha fazla somut oyuncağı sahiplenilmiştir. Beyaz perdeye yansıdığı günden beri adeta ilk dönemlerindeki hayran kitlesi ile yeni nesil arasındaki köprüyü sağlamlaştıran Transformers efsanesinin dijital oyun dünyasındaki son yapımı olan Transformers: Fall Of Cybertron bir önceki oyun olan War Of Cybertron’un hikayesinin de devamını bizlere sunuyor (Bu kadar uzun bir bağlı cümleyle anlatacağımı hiç düşünmemiştim).
 

 
Dağıtımcılığını Activision’un üstlendiği ve geliştirici koltuğunda High Moon Studios’un oturduğu serinin en son yapımı olan Transformers: Fall Of Cybertron (bundan sonra oyun diye anılacaktır.) hikaye olarak bir önceki oyunun bıraktığı yerden başlıyor ve Cybertron evreninin düşüşünü bizlere anlatıyor. Hemen belirtmeliyim ki hikaye bütünlüğü bakımından bir önceki oyuna sahip olunup bir güzel bitirilmesi şiddetle tavsiye edilir. Elbette oyun boyunca özellikle ilk girişte bir önceki hikayenin ne şekilde sonlandığı ile ilgili ufak bilgilendirmeler yapılıyor ancak tam anlamıyla hikayeye hakim olmanın keyfi apayrı. Neyse bu kısa bilgi notundan sonra incelememize devam edelim. Bildiğiniz gibi oyundaki kahramanlarımız Cybertron evreninde ateşli bir kapışmanın ortasında yer almaktadır. Bu savaş devasa robotların savaşı olması nedeniyle çevreye verilen tahribatın boyutları da devasa olmaktadır. İşte oyunumuzun hemen girişinde bu cüsseli ve aşırı hızlı robotlar ile ilk kez karşılaşacaklar için zorluk seviyesi seçenekleri beliriyor. Kişisel görüşüm oyuna yeni başlayanlardan bile olsanız en basit zorluk seviyesini seçmenize gerek yok.
 

 
Oyunumuzun daha ilk giriş sahnesinde ne denli çatışmalı bir mücadelenin bizi beklediğini görüyoruz. En hareketli robotlardan biri olan Bumblebee’nin gözünden hikayeye dahil olduğumuzu bu sahnede, dostlarımızın da içinde bulunduğu savaş gemimize Megatron tarafından yapılan saldırı esnasında yara alışımıza tanık oluyoruz. Neyse ki maharetli dostlarımız yardımımıza koşuyor ve hemen nano robotlar ile bizi iyileştiriyorlar. Bizde ilk kontrol ettiğimiz robot olan Bumbleebee ile maceraya adım atıyoruz.