Pes serisinin en güvendiği oyun modlarından olan Şampiyonlar Ligi bu sene de tüm ihtişamı ile menüdeki yerini almış. Zaten bu modun ikonunun üzerine geldiğinizde kendinizi Şampiyonlar Ligi havasına sokmaya başlıyorsunuz. Ayrıca Libertadores Kupası da aynı yerini koruyor. Brezilya Ligi ile birlikte düşünüldüğünde yavaş yavaş Güney Amerika Liglerinin ağırlığını arttırmaya başlayacağının bir işareti gibi.

Her zamanki gibi en çok zaman geçireceğimiz Master Lig seçeneği bizleri bekliyor. Kendi içinde Efsane Ol (Become a Legend) seçeneğini barındıran bu mod offline ve online olarak ikiye ayrılmış vaziyette. Bu seçenekte pek bir yenilik olmadığı için üzerinde pek durmuyorum.

Pes yapımlarının en büyük handikaplarından olan ( bence en büyük handikapı) lisans sorunsalı yeni oyunumuzda da karşımıza çıkıyor. Hala İngiltere Ligi konusunda sıkıntılar devam ediyor. Bu senede garip isimlerle kamufle edilmiş takımları ayıklamakla uğraşacağız. Ayrıca Bundesliga’dan sadece Schalke 04 ve Bayern Münich’in yer alması büyük kayıp bana göre. Bu lisans sorunu sadece kulüpler bazında değil milli takımlar bazında da devam ediyor. Bazı takımların forma reklamları ile ilgili garipliklerden tutunda stadyum isimlerine kadar bir çok detayda lisans konusunda hoş olmayan görüntüler var. Tabi ki bunda yaşanan rekabetin etkisi büyük ama artık biz oyuncuların bu sorunun bir an evvel çözülmesini beklemesi de gayet doğal.
 

 
Şimdiye kadar hep oyunun genel yeniliklerine ve detaylarına değindim. Şimdi ise en can alıcı kısma geçiyoruz. Teknik yeniliklere. Öncelikle hemen görsel ve işitsel olarak detaylara girelim. Zira bu konuda yapılan gelişim çok kısıtlı olduğu için değinecek pek fazla da bir şey bulunmuyor. Açıkçası ben görsellik bakımından biraz daha fazlasını bekliyordum. Fifa ve Pes kıyaslaması yaparak hararetli tartışmalara girmek istemiyorum. Bu konular forumlarda coşkuyla tartışılıyor, ancak her yıl oyun yapımcılarının önce birçok şeyi vaat edip sonra “Bir sonraki yapım muhteşem olacak” şeklinde söylemler sarf etmesine tüm oyun severlerin karnı tok. Artık görsel olarak çok daha radikal gelişmeler bekliyoruz. Tabi bu eleştirimden oyunun kötü grafiklere sahip olduğu anlamı çıkmasın. Grafiksel olarak her şey bildiğiniz gibi yani belli bir başarının üzerinde aninde bir gelişim yok. İşin ses ve müzik kısmında ise daha öncede belirttiğim gibi Türkçe spiker geliştirmesi gelene kadar bu can sıkıcı spikerlerin maç anlatımına katlanacağız. Ancak ben açıkçası oyunun menü müziklerine hayran kaldım. Hepsi bildiğimiz şarkılardan oluşan güzel bir playlist tadında olmuş. Taraftar tepkilerinde de az da olsa bir gelişim kulağa geliyor. Rakip takım atağa kaktığında duyulan uğultu gibi detaylar, oyunun heyecanı yansıtan efektler gayet yerinde.
 

 
Oynanış dinamiklerine direk etki eden yeniliklerden bahsetmenin sırası geldi. Öncelikle ilk göze çarpan deneyim pas sisteminde yer alıyor. Tamamen manuel olarak kontrol edilebilen bir pas sistemi sizleri bekliyor. Artık istediğiniz yerden istediğiniz hızda ve tam istediğiniz noktaya (ayağa teslim) paslar gönderebileceksiniz. Bu seçenek oyuncunun kontrolündeyken beliren bir gösterge ile size pasın nereye gitmesini belirtecek sizde şiddetini ayarladığınız pası adrese teslim edeceksiniz. Bu kulağa bu kadar basit gelse de alışması biraz zaman alıyor. Özellikle oynanabilirlik konusunda getirilen gerçekçilikten uzaklaşma eleştirisine Konami tarafından böyle bir yenilikle cevap verilmeye çalışılmış.