Oyundaki silah çeşitliliği de azımsanamayacak kadar fazla. Daha önceki oyunlardan bildiğimiz çift silah taşıma özelliğinin yanı sıra silahların çeşitliliği de arttırılmış. Neredeyse her ortamda çatışmaya girdiğiniz bir oyunda silah çeşitliliğinin önemi aşikar. Rockstar’ın bu konudaki engin deneyimleri sizlere neyi kastettiğimi anlatmıştır herhalde. Silahlarla etkileşimde gayet başarılı. Silahların geri tepmeleri, taşıdığınız silahın boyutuna göre Max’in hareketlerindeki uyum gayet gerçekçi. Mesela ağır bir silah taşıdığınızda Max bunun ağırlığını hisseder şekilde ilerliyor. Silahlar demişken oyunun tatlı soslarından birinden daha bahsetmeliyim. Tamam Max tüm olanlardan sonra kendini içkiye vermiş olabilir ancak bu yeteneklerini daha da geliştirmeyeceği anlamına da gelmez. Mesela size birisi bir el bombası gönderdiğinde onu havada patlatabilmek gibi… Tabi şunu da belirtmeliyim. Oyunun ilk menüsünde sizden oynanış ile ilgili bir tercih yapmanız isteniyor. Bunlar Hard Lock, Soft Lock ve Free Aim. Bu tahmin edeceğiniz gibi nişan alma konusunda oyunun sunduğu bir detay. Eğer Hard Lock seçerseniz Max nişan alırken hemen düşmana kilitleniyor ve çok kolay bir şekilde rakibinizi indirebiliyorsunuz. Soft bu nişan yardımının biraz daha azaltılmış hali. Free Aim de ise her şey sizin hünerinize kalmış. Tabi bir detay daha. Eğer Free Aim seçerseniz bazı Trophyleri kazanabilirsiniz…
 

 
Max Payne 3’ün en büyük sürprizini en sona sakladım. Multiplayer… Evet Max Payne tarihinde bir devrim olan multiplayer modu edeyim yerindeyse adeta yıkılıyor! Herkesin günlerdir Diablo 3 oynadığı bir zamanda oyunu piyasaya sürerek multiplayer modundaki oyuncu sayısına sekte vuran Rockstar’ı bu başarılı!! kararından dolayı kutlamak lazım. Tüm bunlara rağmen oyunun multiplayer modunun yıllarca oynanacağı daha ilk bakışta kendini hissettiriyor. Multiplayer da herkesin tahmin edebileceği gibi karakter geliştirme özelliği olmazsa olmazdı. Silahınızı, ekipmanlarınızı geliştirebildiğiniz bu gelişim özelleiğinin çok detaylarına girmeye gerek yok. Multiplayer modunda oyunun senaryo modundan aşina olduğunuz Bullet Time özelliği inanılmaz keyifli saatler geçirmenize neden oluyor. Herkesin aynı anda bu özelliği aktifleştirdiğini düşünün, herkes havalarda uçarak birbirini vurmaya (vuramamaya) çalışırken, bir yandan sipere yatan diğer oyuncular bu havalarda uçan kalabalık grubu tek tek avlayabiliyor. Payne Killer ve Gang Wars gibi oynanış modları bulunan çoklu oyuncu modu için ayrı bir inceleme yapılabilir. Ama ortamın daha kalabalıklaşması için oyunun PC sürümünün de çıkmasını beklemek ve biraz da olsa Diablo 3 etkisinin azalmasını beklemek gerek gibi.
 

 

Evet incelemenin sonlarına gelirken oyunun ses ve müziklerine de değinmek gerek. Rockstar’ın bu konuda mükemmel işler başardığını daha önce çok kez deneyimledik. Bu konuda yine bizi şaşırtmayan yapımcılar bir aksiyon oyunun sahip olması gereken tüm işitsel detayları en iyi şekilde bizlere hissettiriyor. Oyunun çatışma anlarında yükselen tempo ile mükemmel bir ahenk sağlayan müzikler ve oldukça başarılı seslendirme çalışması bizden yüksek puanlar almasını sağlıyor.

Genel değerlendirme yapacak olursak. Açıkçası ben oyunun senaryo modunun sinematik anlatımına vuruldum. Kendimi gerçek anlamda bir aksiyon filminin içinde hissettiğimi belirtmeliyim. Senaryo modunun bu doyuruculuğu yetmezmiş gibi oldukça kapsamlı ve bir o kadar da aksiyon dolu çoklu oyuncu modu ise beni benden aldı. Uzun zamandır beklediğimiz Max Payne’in birde çoklu oyuncu sahalarına inmesi zaten zirve yapan adrenalinin sınırlarını zorluyor. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Max Payne 3 beni Diablo 3’ün başından en uzun süreli kaldırabilen oyun oldu. Max Payne 3’ü kesinlikle tavsiye etmiyorum (sadece kalp hastalığı olanlar)…