Snowy’nin İzinden Giderken…

Belçikalı yazar Georges Rami tarafından 1926 yılında yaratılan Tintin (Nam-ı diğer Tenten) beyaz perdeden sonra oyun dünyası ile de buluştu. Hepimizin küçükken bir şekilde tanışmış olduğu bu neşeli genç araştırmacı gazeteci ve dostlarının maceraları bakalım dijital ortamda da çizgi romandaki kadar sürükleyici mi?

Kahramanımızın orijinal ismi olan Tintin yerine hepimizin kulak aşinalığı olan Tenten ismi ile incelemenin devamını yazacağım. Öncelikle kahramanımızı kısaca tanıtmak gerek. Zira daha çok orta yaş çağındakilerin kahramanı olan Tenten son jenerasyonun biraz uzak olduğu bir isim. Kendisi ufak köpeği Snowy, sakallı dostu kaptan Haddock, Prof. Calculus ve şirin dedektifler Thomson ve Thompson ile maceradan maceraya koşan genç bir gazetecidir.  Bu arada Tenden hariç neredeyse tüm karakterlerin isimleri farklı bölgelerde farklı hallere bürünmüştü. Neyse anlayacağınız amacı olayları çözmeye çalışan genç, heyecanlı bir araştırmacı gazeteciliktir.
 

 

Gelelim oyunumuza. Her şeyden önce oyunun Ubisoft imzası taşıdığını belirtmek gerek. Ayrıca oyunun, yakın zamanda beyaz perdede yer alan ve aynı adı taşıyan Steven Spielberg ve Peter Jackson imzalı film ile neredeyse birebir aynı kurguya sahip olduğunu belirtmek gerek. Ancak daha oyun başlar başlamaz grafiksel olarak hayal kırıklığı yaratan bir yapım ile karşı karşıya kaldığımı belirtmek istiyorum. Oyun boyunca iki boyutlu ve üç boyutlu oynanış deneyiminiz oluyor ancak özellikle üç boyutlu bölümlerde grafiksel başarısızlığı ciddi anlamda hissediyorsunuz. Belki tüm oyun iki boyutlu yapılsa ve renk seçiminde daha titiz davranılsa daha başarılı olunabilirmiş.

Tahmin edeceğiniz üzere kahramanımızın araştırmacı özellikleri nedeniyle oyun boyunca tüm amacımız bazı gizli saklı kalmış vakaları çözmek. Bunu yaparken de en önemli dostumuz Snowy’nin yardımı çok dokunuyor. Genel olarak macera ve platform öğelerinin harmanlandığı bir oynanış söz konusu diyebilirim. Oyun boyunca bir takım düşmanlar ile mücadeleye girişiyoruz ancak bu mücadelemiz açık ara bizim lehimize sonuçlanıyor. Çünkü oyunda güç dengesi ve yapay zeka pek iyi ayarlanamamış. Düşmanlarımız biri gelse de beni alaşağı etse diye seyrediyorlar adeta.
 

 

Oyunun müziklerinden bahsetmek gerekirse filmden de aşina olduğunuz müzikler ile karşı karşıyayız. Açıkçası müzik ve ses olarak oyun tatmin edici duruyor. Genel olarak mekan ve ses uyumu başarılı diyebiliriz.

Bir döneme damgasını vurmuş olan Tenten maalesef oyun dünyasına damgasını vurmamış gözüküyor. Tabi hikayenin eskiden beri takipçisi olan Tenten hayranlarının beklentilerine cevap verecek bir yapım olduğunu da belirtmek gerek. Ancak kahramanımız ile ilk kez tanışacak genç oyun severlerin en azından önce filmi seyredip detaylı bilgi sahibi olduktan sonra oyuna başlamaları hem tüm zamanların en başarılı çizgi roman serilerinden biri olan Tenten’e bir saygı olacağını hem de oyun için iyi bir ısındırma olacağını düşünüyorum. Yine de tüm olumsuzluklara rağmen bir döneme damgasını vurmuş olan kahramanımıza düşük notlar vermeye elim varmıyor.