Saint’s Row: The Third de şehir bölümlere ayrılmış ve her bölüm farklı bir grubun hakimiyetinde bize düşen de buraları ele geçirmek. Tabi bu o kadar basit değil. Bunun için iyi bir donanıma sahip olmak gerekiyor. Oyun burada da size oldukça fazla imkanlar sunuyor. Hepsi upgrade edilebilir envayi çeşit silahlar ve türlü türlü araçlar emrinize amade. Özellikle silahların upgrade özellikleri başarılı olmuş. Oyundaki silah çeşitliliği çok enteresan. Özellikle ismi garip olan mor renkli bir silah var ki daha önce pek görmediğimiz türden (anlayan anlamıştır eminim :)) bununla sokaklarda gezinmek farklı bir deneyim sunuyor 🙂
 

 
Oyundaki yan görevler oldukça fazla ve oyuna çok iyi entegre edilmiş. Yan görevleri yaptıkça ekstra tecrübe puanı ve karizma kazanıyorsunuz. Bu puanlar upgrade aşamasında işinize yarıyor. Oyunda çok farklı mekanlarda çok farklı ekipmanları kullanmak mümkün. Özellikle havadan saldırı yaptığınız bölümlerde etraf tam bir panayıra dönüyor. Ayrıca roketatar ve alev silahı ile sokak aralarında dolaşırken yaptığınız katliam adeta eğlenceyi zirve yaptırıyor.

Oyunun co-op modu yarattığı karmaşa nedeniyle beni biraz zorladı. Ama çok iyi bir ekip şeklinde davranarak hareket edildiğinde oyun multiplayer olarak da beklentileri karşılıyor. Oyundaki görevlerin çokluğu oynanış süresini de etkilemiş. Ayrıca ek görevlerin güzel entegre edilmesi nedeniyle bazen oyunun büyüsüne dalıp ana görevden uzaklaştığınız dahi olabiliyor. Tahmini 10 saatin üzerinde oynanış süresi oldukça tatminkâr.
 

 

Biraz ciddi olalım….

Elbetteki bu mümkün değil. Son zamanlarda oyun dünyasında çıkan aşırı ciddi savaş oyunlarından daral geldiyse, biraz dinlence, fazlasıyla uçukluk ve non-stop eğlence istiyorsanız Saint’s Row: The Third tam size göre. Adeta kendi türünü yaratan oyun son zamanlarda en keyif alarak oynadığım oyunlardan biri. Çok farklı oynayış deneyimleri sunan oyun uzun süre etkisini hissettireceğe benziyor.