MOTORLAR ISINMAYA BAŞLIYOR

Oyunda biriktirdiğiniz gücünüz sayesinde şehrin etrafındaki garajlardan yeni arabalar alabiliyorsunuz. Tüm araçlar resmi olarak lisanslı ve çok sayıda seçenek bulunmakta. Hatta Fiat 500 gibi oldukça yavaş araçlar bile bulunmakta ama bir Ford Gts gibi süper bir aracın yeri apayrı. Oyundaki bu araç çeşitliliği oyunun en büyük artılarından biri. Oyunda görevleri tamamlarsanız yada extra garaj satın alırsan çoğu araç açık olacak. Extra garaj satın almak daha çok bonus görevlerini tamamlamaya bağlı.

Oyundaki araçlar gerçekçilikten daha ziyade sanki Hollywood filmlerindeki bir aracı idare ediyormuşsunuz gibi sürüş deneyimleri sunmakta. Araçlar arasındaki farklılıklar oldukça iyi tasarlanmış olmasının yanı sıra, el freni ile dönüşler ve hareket halindeki kamyonların altında sürüyormuş hissi beklenenden çok da farklı değil. Araç modellemeleri gerçeğe uygun görünüyor örneğin Ford Shelby GT gibi amerikan muscle carları çok hızlı araçlar fakat virajları dönerken Aston Martin Rapid in yol tutuşu ve hız kombinesi kadar başarılı değiller. Bu yüzden bazı zorlu görevlerin üstesinden gelebilmeniz için satılık Land Rovers ve Baja Bugs’lar iyi birer alternatifler olabiliyor.

Resmi lisanslar ve ayrıntılı modellemeler sayesinde oyundaki her araç bu oyun için cuk diye oturmuş diyebiliriz. Oyundaki çevre pek etkileyici değil fakat şehrin içi oldukça hareketli, yollar hep arabalar ile dolup taşıyor yani shift yapabileceğiniz bir araç her zaman mevcut. Yollarda pek çok yaya da göreceksiniz bu da yaşayan bir şehir hissini veriyor. Tabi aklımıza hemen bu yayaları ezebilir miyiz acaba gibi vahşi bir soru geliyor ama tam bu noktada oyunda sivillere karşı pozitif ayrımcılık yapılmış, tam ezilecekleri sırada hemen kenara kaçmaları hem komik hem de ilginç olmuş.

Çokça saatinizi single player modunda geçirseniz dahil Driver size siplit-screen olarak çoklu oyun seçeneği de sunmakta. Tercih edebileceğiniz 6 farklı çoklu oynanış tipi bulunmakta, her biri farklı yollarda farklı şekillerde boost ve shift yeteneğini kullanmakta. Ayrıca shift özelliğine ek olarak online yarışlar oldukça güzel. Eğer bir arkadaşınız ile baş başa oynamak istiyorsanız tüm modları split-screen olarak oynayabilirsiniz. Ayrıca ek olarak Clean The Street gibi co-op yarışları ve şehrin etrafında boş vaktinizi geçirebileceğiniz Freedrive Modu da mevcut. Bütün bu modlar oldukça iyi çalışırken yoğun trafiğin içine girdiğinizde kayda değer bir yavaşlama olmakta. Bu da oynanış zevkini düşürüyor bizde buradan notumuzu kırdık.

Gelelim değerlendirmemize Driver : San Francisco özellikle yenilikçi Shift özelliği sayesinde oldukça başarılı bir oyun olmuş ayrıca zengin içeriği, hızlı arabaları ve bol aksiyonu oyunun artı özellikleri. Fakat oyunun sonlarına doğru özellikle ek görevleri de tamamlayan biri için bazı görevler kendini tekrar etmekte ayrıca aksiyon sahnelerinde frame düşmeleri de rahatsız etmiyor değil. Oyun senaryo olarak da bazı hatalara sahip. Genel olarak Driver : San Francisco, Shift yeniliği bol aksiyonu ve Driver isminin karizması sayesinde bizden geçer not alıyor…